Abdulmuttalib oğlu Haris ile yürüdüler. O zaman ondan başka çocuğu yoktu. Karıncanın köyünü buldu ve o köyün yanında iki putun İsâf ile Nâile'nin arasında karganın didikler olduğunu buldu. Kureyş kurbanlık hayvanlarını bu iki putun yanında boğazlıyorlardı. Kazmayı getirdi ve emr olunduğu yerde kazmağa başladı. Kureyş onun çalıştığını gördükleri zaman ona karşı durdular ve dediler ki:
— Vallahi seni yanlarında kurbanlarımızı kestiğimiz bu iki pu
tumuzun arasında kuyu kazmaya bırakmayız. Bunun üzerine Ab-
dulmuttalib oğlu Hâris'e dedi ki:
— Kuyuyu kazıncaya kadar beni bırak. Allaha and olsun ki; kendisiyle emr olunduğum şeye devam edeceğim. Onun bırakmayacağını bu işten vaz geçmeyeceğini bildikleri zaman onu kazmakla başbaşa bıraktılar ve kendilerini tuttular. O da az bir mikdar kazıyınca kuyunun üzerine kapatılan taş göründü. Böylece tekbir getirdi ve doğrulandığını bildi. Kazma işi devam ettiği zaman orada altundan iki geyik buldu. Bunlar Cürhüm'ün Mekke'den çıktıkları
zaman orada defn ettikleri iki altun geyik idiler. Ve orada Kala kılıçlarını ve zırhları buldu. Bunun üzerine Kureyş ona dedi ki:
— Ey Abdulmuttalib, bunda bizim de seninle birlikte ortaklık hakkımız vardır. Dedi ki:
— Hayır. Fakat gelin insafla davranalım. Onun üzerinde oklar
çekelim. Dediler ki:
— Nasıl yapacaksın? Dedi ki :
— Kâbe için iki ok, benim için iki ok ve sizin için de iki ok kılarım. Kimin iki oku çıkarsa onun için olur. Kimin iki oku geriye kalırsa onun için bir şey yoktur. Dediler k i:
— Hakkaniyetle konuştun. Böylece iki san renkli oku Kâbe için, iki siyah oku da Abdulmuttalib için ve iki beyaz oku da Kureyş için kıldılar. Sonra okları Hübel’in yanında çeken okçuya verdiler (Hübel, Kâbe'nin içinde bir puttur Bu onların putlarının en büyüğüdür. O put ki Ebû Süfyân b. Harb Uhud gününde ona, Hübel dinini izhar et, dedi). Abdulmuttalib Allah (Azze ve Celle)’ye dua ederek kalktı ve okçu oku vurdu ve iki sarı ok Kâbe için olan iki altun geyiğe çıktı. İki, siyah ok da Abdulmuttalib'in kılıçlarına ve zırhlarına çıktı. Kureyş'in iki oku geriye kaldı Bunun üzerine Abdulmuttalib kılıçları Kâbe’nin bir kapısına vurdu Kapıya da altundan iki geyiği vurdu. Böylece Kâbe'nin zinetlendiği ilk altun iddia ettiklerine göre böyle oldu. Sonra Abdulmuttalib Zemzemin sikayesini hacılar için üstlendi.