..ne zaman gülümseyen birini görse mutluluğa yeniden inanmaya başlardı. Derken, bu inancı da birkaç saat geçmeden kaybolurdu. Dar alanda kendini avutma yöntemleriydi bunlar.
Bu yaşına kadar hep "küçük şeylerle mutlu olmak" fikriyle avunmuş, sonra, büyük bir derdin altında ezildiğinde küçük şeylerin aslında hiçbir anlam ifade etmediğini fark etmişti. Ne de olsa acılar bizi gerçekliğe yaklaştırırdı. Demek ki bu mutlu görünen insanlar, aslında gerçeklikten epey uzaktaydı.