Evet, anne babalar hâlâ genelde çocuklarından yakınmaya yatkın, onların dışarıda “kötü etkiler” altında kalmasından endişeleniyorlar; sızlanmalar da her zamankinden beter görünüyor. Ama genelde bir yükseliş var.
Doğrusu, bu durum beni çok şaşırttı. Günümüz çocuklarının ekonomik ve teknolojik ilerlemenin kasıtsız kurbanları olduklarını; anne-babaları önceki kuşaklara göre işyerinde daha fazla zaman geçirdikleri, giderek artan yer değiştirmeler geniş ailelerle bağlarını kopardığı ve “serbest” zaman fazlasıyla yapılandırılmış ve aşırı örgütlenmiş hale geldiği için, duygusal zekâ becerilerini yitirdiklerini sanıyordum.
Ne de olsa, duygusal zekâ geleneksel olarak –anne-baba ve akrabalarla birlikte, serbestçe oynanan oyunların hayhuyu içinde– günlük yaşamda aktarılan bir özellikti; günümüz gençleriyse bu olanakları artık bulamıyorlar.