Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

100 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Apollon mu, Dionysos mu?
Dithyrambos, eski Yunan'da tanrılar için söylenen ilahilere verilen isimdir. Eserin ismi neden Dionysos Dithyrambosları (İlahileri)? Nietzsche'nin Dionysos ile ne alakası var? Yazarın eserlerini, Özellikle Tragedyanın doğuşu adlı eserini okuyanlar bilecektir ki Nietzsche Batı felsefesinin ve medeniyetinin Antik Yunan filozoflarını ve düşünce tarzını kopyalayarak ilerleyişini, dini yorumlarda bile baz alınanın Antik Yunan felsefesi olmasını uzun uzun eleştirmiş, hatta bu meseleyi kişiselleştirirerek nefrete kadar ilerletmiş ve bu eleştirilerini antik Yunan’a aşık bir medeniyet olan Almanlara anlatmak için de Dionysos ve Apollon’u metaforlaştırıp yüzleştirmiştir. Dionysos, genel kültürde şarap tanrısı olarak bilinir fakat Nietzsche için Dionysos’un en dikkat çekici özelliği ıstırap çekmeye mahkum edilmiş olmasıdır. Üzümün şaraba dönüşme sürecinde yakıcı güneşte pişerek olgunlaşması ve akabinde insanlar tarafından ezilip parçalanılarak şıra haline getirilmesi gibi, Dionysos da Hera tarafından lanetlenerek her hasat döneminde paramparça edilir ve her sonbahar döneminde yeniden dirilerek sonsuza kadar acı çekmeye devam eder. Dionysos kendisine inananlara lezzet ve keyif bahşetse de, aynı zamanda vurucu bir delilik de verebilirdi. Zavallı Orpheus’u paramparça eden Dionysos müridi Maenadlar gibi delirebilir ya da neşe ve zevk içinde de yaşayabilirdi müridleri… Bir nevi şarap mecazı vardır burada. Az içen kişi rahatlar, gevşer ve gülerken; çok içen kişi kendisini kaybedip saldırgan bir tavır bürünebilir, kendisine bile zarar verebilir… Nietzsche felsefesinde Dionysos’un karşısında yer alan Apollon ise ışığın tanrısıdır. Doğrudan sapmaz, yalana kulak asmaz, kaos düşmanı, düzen dostu, güçlü, kuvvetli bir tanrıdır. Anlayacağınız üzere, Dionysos ile pek bir ortak yanı yoktur. Tahmin edebileceğiniz gibi, Dionysos duygularına zincir vurulmamış, kendisine sınırlar çizilmemiş, nispeten özgür iradeli ve aylak bir ruhu temsil ederken, Apollon daima kontrollü ve sınırların içinde yaşayan, düzene uymayan her şeyi düşman belleyen bir ruhu temsil eder. Nietzsche neredeyse her ihtimalde Dionysos’u savunur ve insanoğlunun evriminde bir sonraki aşamaya geçişinin düzendeki istikrarının korunmasında değil, Dionysos’un iniş ve çıkışlarında yattığını söyler. Sanırım Dionysos ve Apollon muhabbeti bu kadarlık yeter. Bu husus hakkında daha derin bilgi sahibi olmak isteyenler, yazarın ‘Tragedyanın Doğuşu’ kitabını okuyabilirler. Dionysos Dithyrambosları aslında baştan sona bir şiir metni gibi, felsefe-anlatımdan ziyade edebi estetik kaygılarıyla yazılmış gibi görünse de, eserin amacının hiç öyle olmadığını ilk 3 şiiri okuduktan sonra anlamanız işten bile değil. Nietzsche felsefesinin son ifadelerine şiir ile devam ediyor ve o saatten sonra Dionysos Dithyrambosları gibi bir eseri neden bunca muhteşem eser verdikten sonra yazdığını kendinize açıklamanız çok zor olmuyor. Başından beri felsefenin olabildiğince az kelime söyleyerek, basite indirgemeden ve uzun uzun anlatmadan yapılması gereken bir şey olduğunu, kelimeler çoğaldıkça anlatımın bozulduğunu, anlaşılanın da 'büküldüğünü' söyleyen, amaç-maksat-mana arayışının sanatın özünde yatan rastgeleliği öldürdüğünü düşünen bir adamın düşüncelerini sağlıklı olarak ifade edebildiği son yıllarında tuğla gibi kalın kitaplarla uzun cümleler yazmaktan ziyade bu şiirleri yazmayı seçmesi çok manidar değilse nedir? Benim yorumum odur ki: Nietzsche yazdığı binlerce satır, onlarca kitap, yüzlerce makaleden ve anlattığı onca hikayeden sonra bu yazılarının ve düşüncelerinin bir nevi indeksini barındıran kısa bir eser vererek, adeta şifreleyerek yeniden yorumlanmasını istercesine bir şey yapmak istemiş Dionysos Dithyrambosları ile. Bu sitede de yetmiş bin defa alıntılanan ve iletilerde paylaşılan "En ağır yükü arıyordun; sonunda buldun; kendini. Şimdi de kurtulamıyorsun kendinden..." dizeleri bile, yazarın daha önceki yazıları ile birlikte düşünüldüğünde, üzerine makaleler yazılabilecek kadar derin. İnsanın nihai arayışının merkezinde yer alan kendi kendini gerçekleştirmenin önünde duran en büyük engelin yine kendisi oluşundan yola çıkıp arkamızdan sessizce bize fısıldadığını anlattığı şeytanın tasvirine, en ağır yükü üstlenenin aslında kendisini taşıdığını bilmesi gerektiğini anlattığı Ecco Homo'ya, oradan Zerdüşt'e "Got is Tott" dedirttiği için ateist-nihilist ilan edilmesine sebep veren satırlarının arasında yatanları görenlerin bile, onu hiç anlamamışçasına kendisine ‘paganist’ demesini sağlayan Dionysos - Apollon savaşına, bu savaşın tabiatında yatan benlik ve üstinsan arayışına... Uzun lafın kısası, Nietzsche okuyan için aslında her yere gidebilecek üç cümle… Sanırım Nietzsche’yi bu kadar büyük ve önemli yapan da buydu. Oruç Auroba’nın çevirisi gerçekten çok iyi. Kronolojik olarak sonda yer alan, akıl sağlığını yitirmeden önce yazdığı son satırlardır bunlar. Dolayısıyla yazarın en son okunması gereken eseri de budur.
Dionysos Dithyrambosları
Dionysos DithyramboslarıFriedrich Nietzsche · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,322 okunma
··
267 görüntüleme
Gök okurunun profil resmi
Harika bir yazi,elinize saglik.
Selim okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.