3. Dünya Savaşı sonrası hayvanların neslinin tükendiği, etrafın toza büründüğü ve insanlığın -daha zeki kısmının- Mars'a yerleştiği bir senaryo ile başlıyor.
Filminden de çok keyif aldığım bir hikaye benim için. Kitapta özellikle empati duygusunun yoksunluğunu yoğun hissettiğim yerler oldu. Isidore'un içinde bulunduğu çevreye karşı "özel" olduğu için kendini mahcup hissetmesi bana fazlasıyla geçti. Ayrıca 'Mercerizm' adındaki inançla karakterler arasındaki bağı çok ilginç bulduğumu söyleyebilirim.
Son olarak fazlasıyla sürükleyici bir bilim kurgu romanı olmasının yanında düşündürdükleriyle de güzel bir deneyimdi.