(…)
‘On a retrové
Quai? Leternité
C'est la mer allée
Avec le soleil’
Ve şuna benzer bir tarzda tercüme etmiştim
'Bulundu.
Ne? Ebedilik
Bu; güneşin altında,
Deniz yoludur.’
Hatta peşinden “Bulundu. Ne? Ebedilik. Bu; benim gözlerimin altında senin bakışındır” diyecektim. Yalnız bu bana tercümeden daha kötü göründüğü için söylemedim. Bana bu hissi veren şey, biraz evvel ona adaların ötesinde keskin bir temmuz güneşi altında pırıldayan denizi gösterip de gözlerinin bir an daldığını görmem olmuştu. Merdivenden çıkan şişman adam o anın şiirinin üstünden manda gibi geçti ve ebediliği ezdi.
(…)