Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Ve o, gül kokuyordu.
O benim çocukluk arkadaşımdı. Gençliğimizde bir gün hesap ettik, benden bir yaş büyük çıkmıştı. Her sözüyle bana ağabeylik yapmasının ise yaşıyla değil, olgun ruhuyla ilişkili olduğunu düşündüm hep. Mekkeli gençlerin aksine onunla aynı şeylerden hoşlanır, aynı şekilde yaşardık. Mesela o da, bende ağzımıza içki koymamış, Kabe'yi ziyaret ederken bir gün olsun putlara tapmamıştık. Başından beri Mekke'de en güvendiğim dostum olmasından gurur duyuşum bu benzerliklerden kaynaklanıyordu. Kureyş'in asillerinden olan babam Ebû Kuhâfe'ye göre onunla arkadaşlık etmem benim için bir nimet imiş. Bir gün gelip bana Cebrail isimli bir melek ile konuştuğunu, Allah'tan vahiyler aldığını ve elçilik görevlendirildiğini heyecanla söyledi. Ona "Ne gibi vahiyler?" dediğimde arka arkaya saydı: "Yaratan Rabb'inin adıyla oku. O, insanı alak*tan yarattı. Oku, kalemle (yazmayı) öğreten, insana bilmediğini belleten Rabb'in sonsuz kerem sahibidir." Okuma yazması olmayan birinin okumak ve yazmakla ilgili bir şey uydurmayacağı ortadaydı. Üstelik insana bilmediğini öğreten bir Rab olduğunu gençliğimden beri düşünürdüm. Ama ona inanışım bunları söylediği için değildi; hayır, o Muhammed olduğu için ona inandım. Bu yeterdi. *embriyo,damla.
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.