Şişecik hemen hemen doluydu daha. Grasse’taki sahne için bir damlacık yetmişti. Geriye kalan, bütün dünyayı büyülemeye yeterdi. İstese, Paris’te kendini on değil yüz binlerce insanın ululamasını sağlayabilirdi; ya da şöyle bir Versailles’a uzanıp krala ayaklarını öptürebilirdi; papaya parfümlenmiş bir mektup yazıp kendinin yeni Mesih olduğunu açıklayabilirdi; Notre-Dame’a kralları, imparatorları toplayıp kendini onların önünde baş-imparator olarak kutsayabilir, hatta yere inmiş Tanrı olarak kutsayabilirdi - tabii Tanrı’nın kendi kendini kutsaması saçma gelmezse.