Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

137 syf.
8/10 puan verdi
''İyiyi kötüden ayırmak külfetini okuyucuya bıraktığım için özür dilerim.'' Bakın bu inceliktir, naifliktir, temizliktir, bir şairin / yazarın ruhunun yansımasıdır. 3 kısım ve 13 öyküden oluşan kitap, Sabahattin Ali'nin bu önsözüyle başlar. ''Zor olan insan olmak değil kii, mesele insan kalabilmekte'' demiştir Sabahattin Ali'nin eserlerini beğenerek okuyan Nazım Hikmet. Keza insan kalabilmenin yükü altından zor da olsa kalkmış biridir Ali. 1935 sıralarında yayımlatmış bu eseri yani Cemal Kutay'ın yalan, dolanla onu içeriyi attırdıktan sonra Sinop Cezaevi'nden afla çıkışından sonrasına dayanır. Ne yapabilirsin dostum söyle bana? İçindeki doğrulardan sıyrılıp yanlışları insanların yüzüne bilahare değil de doğrudan söyleyebilir misin? Su gibi akan zamanın önüne geçip ona isyan edebilir misin? Hem etsen ne olacak zaman duracak mı? Nedir bu umarsızlığın? Nedir bu telaşın? Hayatı dik yokuşlarda yaşayan bir sen misin? Çıkar, çıkarabildiğin müddetçe varsın insanların gözünde. Yok isen yoksundur neden bu senin cehennemin olsun. Aldığın nefesi hiçbir insana borçlu değilsin. Aldığın nefesi bahşetmediler ki onlarsız nefesi terk ediyorsun. Düşün, aziz dostum! Düşünmek, onurdur, şereftir. Şu uçsuz bucaksız yeryüzünün de bir sınırı var. Sen bu sınırlar içerisinde sonsuz huzuru yakalayabilirsin. Ancak içini temiz tut. Vermek istediğim nasihatten çok bir öngörüdür. Senin yürüdüğün yolları arşın arşın tepeledim, adımlarımla düzledim. Sen arkamdan tozlarını yutarak ilerle. İlerle ki anlayasın ben hangi acıları çektim. Acıyı fazla önemseme. Ne demiş Peyami Safa ''Acıyı ancak acıyla tedavi edersin.'' Ne de olsa sınırsız acılara sahibiz değil mi? Bundan hiç kimsenin şüphesi yok. Hayat bir noktada sana simyacı olmayı da emreder. Elindeki malzemeyi iyi kullanabilmesin. Elimizdeki en iyi malzeme acı. Sen acıyı acıya kırdırırsan geriye sadece senin huzurun kalır. Bir un değirmeni var karşımda, bir tarafında köpekler, diğer tarafında kediler. İki tarafta hamuru sevmiyorlar, ancak oradan da ayrılmıyorlar. Çünkü umut, nefesten de ötedir. ''Aptalların tahakkümüne, günahsızların cezalanmasına; faziletin susmasına ve ihtirasların gürültüsüne, hikmet ehlinin tahrik edildiğine ve nadanların alkışlandığına şahit oldu.'' *Namuslu kalabilmek zordur bu hayatta. Bir şekilde dilin bulaşır yalana, bir şekilde elin bulaşır fenaya. Ancak mücadeleni sürdürdükçe özelsin, cesur kalabildikçe güzelsin. 41 yıllık hayat serüveninde işte Sabahattin Ali'yi ölüme, rezilliğe, hapse, sürgüne, mutsuzluğa, çaresizliğe sürükleyen de bu namuslu yaşama tutunmaya çalışmaktan geçer. “Bu oda karanlık” diyordum, “bu oda yalnız bugün değil, her zaman böyle karanlık… Burada kitaplarımla ben yaşarız ve bize aydınlık getirecek kimsemiz yok… Ben burada yalnızlığı bardak bardak içiyorum. Ve ihtiyar kanepelerle konuşmak istediğim zaman, onlar artık bana anlatacak yeni bir şey bulamıyorlar…'' Öyle ki, durmadan kendini aradı Sabahattin Ali. Çocukluğundan itibaren sıkıntılar görmüş, acıyı yakinen tanımıştı. Annesinin rahatsızlığından dolayı çocuk yaşta büyümüş, sırtladığı yükleri de layıkıyla taşıyabilmişti. Tam annesine kavuştuğu hafta kaybetti babasını. Hayat ona bir adım gelirken on adım da geri gidiyordu. Babasının ölümüne sebep olarak hep annesini gördü. Ancak ondan desteğini bir an olsun bile esirgemedi. Muhitlere çok önem veriyordu. Çünkü bir muhit onun nefes alanı ise insanları ile, manzarası ile ona kendini yakın hissetmeliydi. Çanakkale, Aydın, Berlin, Konya, Sinop, Ankara, İstanbul ve ömrünün yarısını yiyen Yozgat gibi muhitlerde bulundu. Yozgat ile alakalı öyküsünde anlattıkları ve öğretmenliği bırakıp gidip ayakkabı boyacılığı yapması insanlarla olan iletişiminin hayatındaki rolünü de bize anlatır. ''Bu oda karanlık'' diye başlayan alıntı da işte bu ruh halinin yansıması. Berlin, Puder ile yaşadığı serüvene istinaden onun everesti olma özelliği taşır. Ne kadar utanmaktan, sıkılmaktan söz etse de hikayelerin çoğunu beğendim. İlk öykü kitabında yaşanmışlıklarla bizi içine çeken, dersler veren, duygu komasına sokan, hüzünsel bir şölen hazırlayan Sabahattin Ali'ye bilmem ne demeli? Beğenip, sıkılmadan bir kaç günde bitirip, üzerinde çokça düşünüp kafa yorabileceğiniz bir eser. Ruhun şad olsun adam! youtube.com/watch?v=7ylTzg7... 25 Kasım 1947 günü yani ölümünden yaklaşık bir yıl önce yazdığı, Ne Zor Şeymiş adlı yazıyı sizinle paylaşmak istedim: ---------- Namuslu olmak ne zor şeymiş meğer! Bir gün Almanların pabucunu yalayan ertesi gün İngilizlere takla atan, daha ertesi gün de Amerika’ya kavuk sallayan soysuzlar gibi olmak istemedik. Yalnız ve yalnız bir tek milletin önünde secdeye vardık. O da kendi cefakeş milletimizdir. Meğer ne büyük günah işlemişiz! Kanunlu, kanunsuz baskılar altında ezile ezile pestile döndük. Bugünün itibarlı kişileri gibi, kese doldurmadık, makam peşinde koşmadık. İç ve dış bankalara para yatırmadık, han, apartıman sahibi olmak, sağdan soldan vurmak ve milleti kasıp kavurmak emellerine kapılmadık. Bütün kavgamızda kendimiz için hiçbir şey istemedik. Yalnız ve yalnız, bu yurdun bütün yükünü omuzlarında taşıyan milyonlarca insanın derdine derman olacak yolları araştırmak istedik. Bu ne affedilmez suçmuş meğer! Neredeyse, yoldan geçerken mide uşakları arkamızdan bağıracaklar: “Görüyor musun şu haini! İlle de namuslu kalmak istiyor ve ahengimizi bozuyor…” Çalmadan, çırpmadan, bize ekmeğimizi verenleri aç, bizi giydirenleri donsuz bırakmadan yaşamak istemek bu kadar güç, bu kadar mihnetli, hattâ bu kadar tehlikeli mi olmalı idi? Namuslu olmak ne zor şeymiş meğer! Bereket, zora katlanmasını bilen bu millet de namuslu.'' ------------- youtube.com/watch?v=rASV7F-...
Değirmen
DeğirmenSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202144,6bin okunma
··
1.191 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Mathilda okurunun profil resmi
Ellerine sağlık Homeless, bu incelemenin üzerine başka inceleme yazılmaz sanırım. Sondaki türkü :)
Homeless okurunun profil resmi
Teşekkür ederim ancak kısa yazılması lazım incelemelerin :D İnceleme dediğin kısa olmalı ;)
1 sonraki yanıtı göster
Burak Güçlü okurunun profil resmi
Siteye Sabahattin Aliyi sevdiren adam olarak geciceksin abi eline sağlık 😊
Homeless okurunun profil resmi
Bir kişiye bile sevdirebilirsem ne mutlu bana :) Eyvallah Burakcığım.
Roquentin okurunun profil resmi
Okuyacam, şu köşede kalsın:)
Homeless okurunun profil resmi
Mutlu olurum:)
Roquentin okurunun profil resmi
Ya eline koluna beynine zihnine düşüncene sağlık. Ne de güzel yazmışsın. Keşke seni kampta da görebilseydik eminim çok daha verimli olurdu. Müzikler de güzel oturmuş özellikle ay ışığında. Ben Değirmen 'i okuduğumda çok umutsuz hissetmiştim. Özellikle onun hikâyelerindeki oldurulmayisin hala devam ediyor olması insanı parçalıyor. Ayrıca bur dipnot : Sabahattin Ali annesiyle o günden yana hiç iyi olmaz ve bakmak da istemez hatta Kuyucaklı Yusuf taki Şahende tam da annesidir. Akrabaları ve komşularından gelen mektuplardan anlıyoruz tabi bunu.
Homeless okurunun profil resmi
Evet okumuştum bir yerde Şehinde hanım'ın annesi olduğunu. Hayatındaki insanları öykülerine, romanlarına saklamış bir nevi. Ancak anlaşılmak ya da fark edilmek umrunda da olmamış. İçimizdeki Şeytan kitabında da Peyami Safa, Nihal Atsız ve Necip Fazıl vardır :) Onları da saklamıştır ama gören gözler bunu fark etmekte gecikmemiş. İlk kampınız çok güzel olmuştu ve imrenmeden edememiştim. Vaktin hep dar oluşu sebebiyle katılımım söz konusu bile olmadı. Ancak yakinen takipteyim sizleri. Umarım sizler için keyifli olur. Yorumun için çok teşekkür ederim. Şimdi seninle bütünleşmiş bir yazar olan Yaşar Kemal'i okumaktayım. Buluşmaya gelirsen üzerinde konuşma fırsatı buluruz umarım :)
3 sonraki yanıtı göster
İso okurunun profil resmi
Şiir gibi okudum bu incelemenizi muhteşemm ellerinize sağlık müthiş..
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.