“Artık dulum.12 Kasım günü Sylvie öldü.
Çok üzücü.
Bu sene,indirimli satışlara birlikte gidemeyeceğiz.”
.
Fournier eşinin ölümünün ardından ona “biz” diyebileceği bir kitap yazıyor.Artık yanında olmasa da Sylvie’nin gözleri uzağı iyi görünüyor,buna emin.
.
Ağıt kitabı değil ‘dul’.Aksine yaşanan güzelliklere odaklanıp,hatıraların fotoğrafları çekilircesine kelimelere dökülmesi.
.
Birinin 40 yıl boyunca birlikte “sıkılmadan” yaşanması ve hayatın ansızın,bir kalbin durmasıyla son bulmasını hayal edin.Birlikte evler,hayaller,hayal kırıklıkları paylaştığınız birinin size veda etmeden,sizden önce gitmesini ve en acısı geri dönemeyecek olmasını..Fournier bu kaybı basit ama derin ifadelerle anlatıyor.Ve çoğu kelimelerinde sizin de gözlerinize bir şeyler kaçıyor.
.
“Sen benim en iyi tarafımdın,umarım ben de senin en büyük kusurun olmamışımdır.”
.
Ve beni en etkileyen cümle:
“Neden mutluluğu,ancak çekip giderken çıkardığı sesle tanıyabiliyoruz?”