Elindeki el fenerinin ışığını pencerelere çevirdi: "Bakın, işlemeli pencereler, müstakil evler. İnsan toprak kokusunu hissediyor, biçilmiş yonca kokusunu, yaşam pisliğinin kokusunu alıyor; ağustosböceklerinin, küçük kuşların sesleri, rahatsız edici basit insanlar, bunların tümü kaybolmuş eski bir dünyayı hatırlatıyor ve insanı sonradan görmelerin laf kalabalığından uzaklaştırıyor."
Sayfa 78