YASLI ANA
GÜN ÇÖLÜNÜN ardından,
serabında akşamın,
köprülerinde bazılarının
sevginin de iki alem üzerine gözyaşı döktüğü,
ölü oğlun çıkageldi.
Senin bütün batık sema köşklerin
alevlerin yuttuğu saraylarındaki cam kırıkları,
ilahiler şarkılar
batıp gider üzgünde senin,
ölümün daha kapmadığı
bir kale gibi çevresinde ışıldar.
Süt şebnemiyle ıslak ağzı,
seninkini geçen eli,
odanın duvarına düşen gölgesi
ki gecenin kanatlarından bir tanesi,
söndürülen ışıkla eve doğru batan-
tanrı kıyılarına doğru
kuş yemi gibi serpilmiş bir denize
çocuk duasının yankı sesleri
ve uykudan taşıp düşen öpücük-
Ey ana, anımsayan,
artık hiçbir şey senin değil
ve ne varsa her şey senin-
unutulmuşluğun haşhaş tarlalarında
evlerine dönerlerken devrilen yıldızlar
senin yüreğini ararlar,
bütün kabullerin senin
çaresiz kederdir senin.
Sayfa 57