Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İlginç...
Eski Mısırlılarda güzelin maddî bir ölçüsü vardı. Boyun yirmi bir parmak olması, omuzların, kalçanın, ayakların muayyen nispetleri ihtiva etmesi icabederdi. Hattâ duruşların bile tespit edilmiş ölçülere uyması şart idi. Yunanlılar bir güzelin boyunun 7-8 baş uzunluğunda olması ve azaların birbirine nispetleri hakkında kati kaideler bile vazetmişlerdi. Ay çehreler, uzun ve büyük gözler, küçük ağızlar ince narin burunlar, düz saçlar resim, heykel ve şiirde Türk zevkini temsil ettiği gibi Turfan, Hoço'da çıkan freskolarda mavi göz ve sarı saçlı Türk figürleri Türkleri Moğollardan tamamıyla ayırır. Irkların adem-i müsavatı nazariyesini kuran Gobineau da bütün şark edebiyatının Türklerin güzelliğinden bahsettiğini, bunları Moğol zümresine dâhil etmenin hata olduğunu kaydediyor. Türk istilâlarından sonra Arap, İran, Suriye'deki resimlerde Türk çehreleri tamamıyla bariz ve aşikârdır. Uzun bir devir Türk tipleri, figürleri şark sanatında güzellik olmuştu. Bir güzelden bahsedilince ''tasvir gibi'' sözleri hatıra gelir. Bu kelimeler şarkta ekser Türkler hakkında kullanılırdı. ''Türk-i Felek'' de güzellikten kinaye Zühal'e alem olmuştur. Hafız bile ''Eğer Şiraz Türk'ü bana gelirse ben onun bir esmer benine Semerkand ile Buhara'yı veririm'' demiştir.
Sayfa 40
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.