Yaşam başkasına aktarılamaz, herkes kendi hayatını yaşamakla yükümlüdür; kimse yaşama uğraşında başkasının yerini alamaz; çektiği diş ağrısıyla kendi canı yanmak zorundadır, o ağrının bir parçacığını bile başkasına aktaramaz; başka hiç kimse onun vereceği vekaletle onun yapacağı ya da olacağı şeyi seçemez ya da kararlaştıramaz; hiç kimse duygularında ve sevgilerinde kendini onun yerine koyamaz, onun yerini alamaz; dünyada _ nesnelerin dünyasında ve insanların dünyasında yönünü bulabilmek, o sayede doğru tavır koyabilmek için düşünmesi gereken şeyleri kendi yerine düşünsün diye bir yakınını memur edemez; sonuçta bir şeye inanmak ya da inanmamak, açık seçik fikirlere ulaşmak ya da saçmalıklara toslamak ancak tek başına yapmak zorunda olduğu bir şeydir, kimse onun yerini tutamaz, delegesi ya da vekili olamaz.