Bugün için de aklımızda tutmamız gereken bu basit gerçeği, İslamiyetçi "Sebilürreşat" dergisinde, Türkçü Yusuf Akçura, iyi anlatmaktadır.
"Efendiler, büyük veya küçük her sermayedar kapana tutacağı fert veya millet hakkında aynı usulü takip eder, kapana yem asar, yani ferde veya millete ödünç para verir, ikrazatta bulunur.
Pekala bilirsiniz ki, oğlunu evlendirmek için, yahut tarlasını alabilmek için, kasabada Agop Ağa'ya borçlanmış köylü Mehmet Ağa, bir daha bu borcundan kurtulup felah bulamaz, evi barkı, tarlası, hepsi nihayet Agop Ağa'nın mülkü olup gider.
Agop Ağa daha işin başından Mehmet'i bin tatlı sözle muttasıl borçlanmaya teşvik eder.
Bu küçücük misali büyütünüz...
Avrupa büyük sermayesinin, Osmanlı Bankası namını taşıyan İngiliz-Fransız bankası, Credit Lyonnais, Deutsche Bank, Banco di roma... vasıtalarıyla (Türkiye'yi) nasıl zapt ve yağma ettiklerini anlarsınız."