Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Biri eğilip sesini alçaltarak açıklıyor, deprem heyecanını tekrar yaşayabilmeyi istiyormuş. Hızla geçen arabadan yükselen müziğin notaları sokağın bir ucundan diğerine atmosferin her yerinde. Havai fişekler patlıyor, martılar çığlık çığlığa çırpınırken. Yüksek volümlü müziğin çalındığı loş mekânda kimse kimseyi duymuyor, herkes kendi kendine gülümsüyor, ama bakışlar boş.Sokakta ellerinde sımsıkı tuttukları teneke kutuları koklayan üstübaşı ve yüzü kirli çocuklar da öyle. Rengârenk reklam panoların pırıltısına bakarken sizin gözleriniz de parlıyor bir süre için, yaldızın ardının boş olduğunu bilseniz de. Sahnedeki şarkıcının sesi dinleyicilerin çığlıklarına karışıyor, gösterinin hangi tarafta olduğu belli değil, aslolan kakofoni. Stadyumda renkli dumanlar, konfetiler, şeritler, bayraklar, şarkılar, sloganlar, küfürler ve birkaç adet döner bıçağı. Ekrandan gelen imaj bombardımanı bizleri gerçek dünyaya yakınlaştırıyormuş gibi yaparak ondan uzaklaştırıyor. Ekranın gücü ahlaki tepki vermeyi de zorlaştırıyor, yarattığı acımasızlık ve kayıtsızlıkla. Bir yanda ücretsiz çete oluşturma ve banka boşaltma dersleri verilirken, Antik Yunan trajedisi korosu ülkenin merkezinden bildik dizeleri bıkmadan yineliyor. Harika bir yer burası, daha önce hiç duyulmamış türde bir olayı bir yenisi izliyor, tekdüzelik sözcüğünü iptal ettirmek istercesine. Uyaran bağımlıları diyarına hosgeldiniz. Burası bir başka dünya, dünyanın kendisi değil. İnsanlar gülümserce maskelerle dolaşıyor, neden olmasın ki? Depresyonla ya da boşluk ve anlamsızlıkla yüzleşecek firsat yok, her an bir şeyler olmakta, çoğumuza sadece seyretme payı tanınsa da.
Sayfa 92
·
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.