Sevgili Engin Geçtan bu güzel ve anlamlı eserde ; İnsanın değişiminden söz ediyor bol bol , kendi hayatından, düşüncelerinden kesitler vererek , hiçbir zaman olduğum gibi kalmadım. Değişim insanın doğasında var diyor. Kendilerini, alanının en güzel temsilcilerinden biri olarak görüyorum. Bence kendini anlamış, insanıda anlamış ... ( O bunu kabul etmeyecek kadar alçakgönüllü bir insanmış orası ayrı :) )
Eserin temel olarak anlatmak istediği , benim anladığım kadarıyla; İnsan olmak için vardır. Yapmak için değil. Örnek verecek olursam : Eş olmak , anne olmak , eşlik yapmak , annelik yapmak değil , bunları benimseyip içinde özümseyip o olmak ... İçinde özümsemedigimiz her şey, bir yerden sonra bize yük olur. Buna kesinlikle katılıyorum.
Hayatın akışında insanın neler hissettiği çok önemli, bu eserde de onu anladım.. Duygularımız bizim fizyolojik özelliklerimizden ve ötelenip yok sayılmayacak bir olgu , her seyimizle insanız. Acımızla , mutlulugumuzla , depresyonumuzla , hepsini doğal dengesinde bırakmak gerekiyor. Müdahaleci olmamak gerekiyor , her şey yaşanmalı...
Sanki bir öğreti , yaşam felsefesi bulmuş Engin Genctan , mesleğinden bağımsız bir şekilde... Bir yol tutturmuş , inanmış, böyle çok güzel yaşamış... Teşekkür ederim beni bu yaşanmışlık dolu maceralarına ortak ettiğin için ... Çok şanslı bir okur olduğumu hissederek ayrılıyorum sayfalardan ...