Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

80 syf.
9/10 puan verdi
Bir otele gelen, herkesin dikkatini çeken genç ve kibar Fransız genç ile başlıyor hikayemiz. Otelde bulunan evli ve iki çocuk sahibi bir kadınla kaçması, otelde bir tartışmaya yol açıyor. Kimileri bunu yanlış bulurken kimileri de bunda bir sorun olmadığını belirtiyor. Ancak asıl hikayemiz burası değil. Otelde bu tartışmaya dahil olan, elit görünümlü yaşlı İngiliz kadın, evli kadının kaçıp gitmesine kötü gözle bakmayan bir adama tüm hikayesini, onlarca yıllık yaşamındaki yirmi dört saati, anlatmak ister. Kadın, mutlu bir evliliğin ardından eşini kaybetmiştir. Çocukları da evlenince kendi tamamen yalnız kalmıştır. Eşiyle beraber yaptığı şeyleri tek başına yapmaya devam ettiği günlerden birinde, kendini kumarhaneye götürür. Orada, gömlek yakalarının üzerindeki eğitilmiş ifadesiz yüzlerden daha ziyade, asıl bakılması gereken yerin elleri olduğunun açıklamasını yaparken, bir el dikkatini çeker. O el, onu hipnoz altına almışçasına etkilerken, anaç duygulardan kalbi duygulara geçişin bir serüvenini okumaya başlıyoruz. Şu sıralar Stefan Zweig'e taktığımı söyleyebilirim. Okuduğum diğer klasiklerde onun güçlü tasvirlerinden mahrum kalmak beni üzüyor. O yüzden mümkün olduğunca onun kitaplarında kalmaya çalışıyorum. Ancak kaçınılmaz sona, kütüphanemde okunmayı bekleyen kitaplarının bitmesine, büyük bir istikrarla yaklaşıyorum. Kitabı okumanızı tavsiye ederim.
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört SaatStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020126,8bin okunma
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.