Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

568 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
İkinci adam
Ulusal Kurtuluş Savaşı kahramanlarından, bugün bu topraklarda, kendi devletimizde özgürce yaşıyorsak bunu borçlu olduğumuz bir avuç Kuvayi Milliyeci'nin en önde gelenlerinden ve her şeyimizi borçlu olduğumuz Ata'mızın can dostu; günümüzde kendilerine yakıştırılan çirkin ifadeyle, "İki Ayyaş" dan ikincisi İsmet Paşa'nın bir rüzgar gibi geçen fırtınalı hayatını 15 gün gibi bir sürede okudum. Üç ciltten oluşan kitabın birinci cildi İsmet Paşa'nın doğumu, okul yılları, birincilikle bitirdiği Harp Akademisi sonrası asker olarak Osmanlı Ordusu'nda görev yaptığı yıllar, katıldığı savaşlar ve sonrasında başrolünü oynadığı ulusal kurtuluş savaşımız, yıkılan imparatorluğun yerine kurulan genç cumhuriyetimiz ve Atatürk'ün ölümüne kadar olan sürede katıldığı Lozan Anlaşması mücadelesi ve başvekil olarak görev yaptığı yılları kapsıyor. Günümüz siyasetinden bakıldığında milliyetçi-muhafazakar-dinci kesimin pek hazzetmediği ve yoldaşı Atatürk ile beraber din düşmanı, din karşıtı gibi gösterilmeye çalışılan, dönemin gereği tek partili dönemlerin yaşandığı genç cumhuriyetimizin emekleme yıllarında, “Ebedi Şef”, “Diktatör” olarak yaftalanan İsmet İnönü’nün yaşadığı fırtınalı yılları okumayanların ne kadar yanıldığını anlatmaya kalksam buradaki satırlar buna yetmeyecektir. Nitekim aynı kesim Atatürk için de putlaştırılıp tanrısal özellikler yüklenmesi ve yine o dönemleri gereği olarak vatan hainlerinin cezalandırıldığı İstiklal Mahkemeleri nedeniyle, “Eli kanlı diktatör” demeye varacak kadar haksız yakıştırmalar yapmıştır. Bu yakıştırmaların hiçbiri zerre kadar umurumda değildir, olmayacaktır. Kitabı okumaya başlayıp sayfalar ilerledikçe bu insanların yaşadıkları yıllardaki teknoloji, ulaşım ve iletişim imkanlarını da düşününce ne kadar zor bir iş başardıklarını ve o dönemin okuma yazma dahi bilmeyen cahil bırakılmış bir avuç insanıyla nasıl bir destan yarattıklarını çok daha iyi anlıyorsunuz. Hele ki kendi içlerinden muhalefet yapan vatan hainlerine karşı yaşadıkları zorlukları da katınca işin zorluğu katbekat artmaktayken. Kitabın ikinci cildi Atatürk’ün ölümü sonrası “Milli Şef” in devlet başkanlığına gelişiyle süregelen tek parti dönemiyle ülkeyi yönetirken Avrupa’da patlayan İkinci Paylaşım Savaşı ile birlikte ülkenin girdiği sıkıntılı durumlar ve savaşa girmemek için dönemin Nazi yanlısı hainlerine karşı verdiği direnç ve mücadele çok güzel anlatılmış. “Hiç bir millet yoktur ki içinden bu kadar hain çıkarsın” lafını da bu dönemde söylemiş olsa gerek. Yakasına yapışıp, savaşa girilmediği için “Bizi ekmeksiz bıraktın!” diye feryat eden bir vatandaşa, “Sizi belki ekmeksiz bıraktım ama çocuklarınızı babasız bırakmadım” diye verdiği cevabı tarih altın harflerle yazmıştır. Kitabın bu cildinde İsmet Paşa’nın kafasında oluşmaya başlayan çok partili hayata geçiş ve tek parti döneminin sona ermesine dair görüşleri ve girişimleri de veriliyor. Üçüncü ve son cilt, artık emekleme aşamasını geçirmeye başlayan cumhuriyetimizin İsmet Paşa’nın girişimleriyle çok partili hayata geçişi, serbest seçimler, Demokrat Parti’nin doğuşu, ülkeyi 27 Mayıs İhtilali’ne götüren siyasi iklim ve elbette bu fırtınalı dönemin baş aktörü İsmet Paşa’nın verdiği mücadele anlatılmaktadır. Demokrat Parti’nin ezici üstünlükle kazandığı 1950 seçimleri sonrası Türk toplumunda oluşan değişim, askerin konuya bakışı, 27 Mayıs’la birlikte başlayan ihtilaller dönemi ve artık yaşlanmış olan Paşa’nın ölümüne kadar kendi partisi içinde de verdiği mücadele ortalama bir insanoğlunun kaldırabileceği bir hayat değil; satırları okudukça nefes nefese kalıyorsunuz. Şevket Süreyya Aydemir 1950 yılında Demokrat Parti’nin seçimi kazanması sonrası başlayan dönemi “Kahramanlar döneminin sonu” olarak niteler. Türk milletinin değişmez iki kahramanı Mustafa Kemal ve İsmet İnönü’yü birbirinden ayrı düşünmek imkansızdır. Sayfalar ilerledikçe, milletin “Tek Adam”ı ile onu bütünleyen “İkinci Adam”ın ortak serüveni birinci cilt ile sona ererken sonraki ciltlerde yola tek başına devam eden Paşa’nın Atatürk ilke ve inkılaplarından asla şaşmadığını ve o ilkelerin oluşmasında -beraber bir ülke kurma çabasını da düşünürsek- neredeyse eşit emek verdiklerini görüyor, hissediyorsunuz. Yaşadığımız dönemde yaptıkları siyaset ve iktidarda kalma çabaları gereği sürekli din satan tüccarların yönettiği ülkemizde, hala Türkçe ezan konusuna ve Atatürk’ün içtiği iki duble rakıya takılıp kalmış bu güruha Mustafa Kemal ve İsmet İnönü’nün yıllarca verdiği mücadelenin değerini elbette ki anlatamazsınız. Zaten anlamazlar, anlasalar da yine siyasetleri gereği anlamazdan gelirler. Bu bakış açısı umurumda değildir, hiçbir zaman da olmayacaktır. Kitabın dili yazıldığı yılları düşünürseniz günümüz okuruna biraz ağır gelebilir. Şevket Süreyya Aydemir edebi bir eser oluşturma çabasında olmamış. Devrik cümleler, bir takım deyimlerin o dönemde kullanım farklılıkları, oldukça fazla dipnot, yine o dönemi anlayabilmek için ihtiyaç duyulan tarihi bilgi altyapısı kitabı okumayı zorlaştıran diğer unsurlar ama bunlara ilk cildin ortalarına doğru alışıyor kendinizi tarihin içine bırakıveriyorsunuz. Yazarın CHP milletvekilliği yapması kitabın üçüncü cildindeki Menderes-İnönü kavgalarını anlatırken tarafsız kalmamasına neden olmuş. Her konuda İnönü yüzde yüz haklı, Menderes yüzde yüz haksız diye bir durum elbette mümkün değildir. Bu nedenle özellikle yakın tarihimize meraklı okurların bu kitabı okurken farklı kaynaklardan da yararlanması tavsiyemdir. Ayrıca yıllar önce Mehmet Ali Birand tarafından hazırlanan “Demirkırat” belgeselini de eş zamanlı olarak izledim. Belgeselin hazırlanmasında bu kitaptan da faydalanıldığı o kadar belli ki kitaptaki bazı cümleler neredeyse aynı şekliyle alınmış ve kullanılmış. Son olarak; İsmet Paşa’nı hayatı ekseninde yıkılan bir imparatorluğun küllerinden doğan cumhuriyetimizin demokrasiye geçme çabalarını da içine alan yaklaşık 80 yıllık bir bölümünü merak edenlere, öncesinde yazarın “Tek Adam” adlı eserini okumaları kaydıyla “İkinci Adam” adlı bu eşsiz eseri şiddetle öneriyorum.
İkinci Adam Cilt: 3
İkinci Adam Cilt: 3Şevket Süreyya Aydemir · Remzi Kitabevi · 1988323 okunma
··
97 görüntüleme
S. Ali okurunun profil resmi
Elinize sağlık güzel aydınlatıcı olmuş, iyi okumalar
kübra çoban okurunun profil resmi
Kaleminize sağlık
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.