Okuma listemde olan bu kitabı, İnci ve Sueda Hocalarımın etkinliği vasıtasıyla okumuş olmanın güzelliği ayrı bir zevkti benim için.Böyle orjinal ve bol istifadeli bir etkinlikten dolayı emeklerini takdir edip teşekkür ediyorum kendilerine.
Kitabın düşündürdüklerinden bir kısmını zikrederek keyifli okumalar diliyorum.
Tarihte yaşanmış önemli olaylar ve bazı güncel diyebileceğimiz haberler üzerinden, modern zaman insanının içinde bocaladığı trajik durumları, kendine has benzetmeleriyle hakikate ve kendi değerlerimizin özüne indirgeyerek tasvir eden ve neleri kaybettiğimiz, kaybetmek üzere olduğumuza dair göndermeler yapan yazarımız A.Ali Ural’ın deneme yazılarını beğenerek okudum.
Toplumsal olarak veya bireysel olarak, insanlığın veya insanlığımızın erimeye yüz tuttuğu bu zamanlarda, savaş vereceğimiz en önemli nokta, kalbimiz ve onun nuru olan imanımızı gerçekleştirip kemale erdirebilme noktasıdır diye düşünmeden edemedim. Nitekim, bilhassa paylaşmış olduğum bir alıntıda, yazarın da buna gönderme yaptığını gördüm.
Yaşadığımız insanlık dışı durumlara çözüm olarak, iki insan başına bir kamera düşecek şekilde tedbir almayı düşünenlere şöyle diyor A. Ali Ural.
“Bana soracak olursanız iki kişiye bir değil, bir kişiye iki kamera düşmeli, vatandaşın sağ ve sol omuzlarına yerleştirilen kameralardan biri suçlarını, diğeri iyiliklerini çekmelidir.”
Evet, biz iman edenler olarak bu iki kameranın çalıştığını imanımızın kalitesi nispetinde hissediyoruz.
Ama maalesef ki bu kameralardan yoksun olanlar sayesinde ve bizler de kameralardan gaflete düşecek kadar dünyaya daldığımızda kötülük ateşi yakıyor dünyayı.
Tabii ki umutsuzluğa düşmek yazmaz bizim kitabımızda, o halde hem kendimizin hem insanların imanını kuvvetlendirecek şekilde yazıp şekillendireceğiz öykümüzü ve kötülüğe karşı fırlatılmış bir ok gibi şaşmayacağız hedefimizden.