Dışardaki kızgın güneşin içerinin loşluğunu bozmadığı bir gün, temiz bir barda, temizlediğim bir odada özenle hazırlanmış bir cin ya da martini içmek. Dışarda kar yağarken daktilonun başına oturmak, konyak da içmek bu arada... Kokuların keskinleştiği akşamlarda, cacık, çiroz, beyaz peynir, diri domateslerle donanmış bir sofraya şöyle bir ilişip bütün kokuların ve renklerin bileşiminden damıtılmış rakının tadını çıkarmak.
Ve her keresinde bu mereti ağzıma ilk sürüyormuşum coşkusunu yaşamak. Alkolizm buysa, varsın gelsin.