Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Ondan sonra merdivenlerden yukarı çıkarken Summers öfkeyle konuşmaya başladı. "Gerçekten de karinadan kopan bir parçaydı, efendim. Gözlerimle gördüm. Geminin baş tarafı çürümüş olmalı, bu yüzden halatı çok güçlü çekince kalaslardan biri parçalandı." "Hayır, Bay Summers, hiç alakası yok! Ayrıca bu kadar yüksek sesle konuşmayın!" İçinde bulunduğumuz durumda eğitimli ve kafası çalışan bir adamın aklına en az o tahtadan canavar kadar tuhaf ve hatta ürkütücü bir fikir gelebilir, içimize kök salmış bir asalet duygusu doğanın tesadüfi güçlerine karşı, "Ben bir insanım. Ben doğanın üstündeyim!" diye haykırma ihtiyacı doğurur. Bu ilginç zorunluluk hissini ya da içimden gelen buyruğu fark ettiğimde, onu ifşa etmek için zihnimi araştırmaya başladım: "Şu leş dedikleri suda yüzen gemi enkazı değil mi? Bizim gemiye takılmış da olsa, gemimizden kopmuş da olsa adı değişmiyor kanımca." Omuz başımdaki Bay Jones boğazını temizlemeye çalıştıysa da ilk seferinde başaramayıp bir daha denedi. Yüzünü bana çevirmeden, o yıpranmış kalasın suyun yüzünde görünüp kaybolduğu yere bakmayı sürdürerek cevapladı: "Buna nasıl leş denebilir, Bay Talbot. Resmen batıp gitti."
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.