Gönderi

Gök korkunç bir kükremeyle evi salladı ve küçük çocuk korku içinde sarsıldı. Annesinin sevgi arayışında doğadan korunmak istercesine kollarını açarak boynuna sarıldı. Anne onu bağrına basarak öptü; sonra dizine oturtarak ona şöyle dedi: 'Korkma oğlum, Doğa gücünün büyüklüğünü insanın zayıflığıyla karıştırma'. Doğada düşen kar, ağır bulutlar ve esen rüzgarın ötesinde Yüce bir varlık var ve o dünyanın ihtiyaçlarını bilir, çünkü o yarattı ve zavallılara merhamet gözüyle bakar. Cesur ol oğlum! Doğa baharda gülümsüyor, yaz da kahkaha atıyor, sonbaharda esniyor, ama şimdi ağlıyor; gözyaşlarıyla toprak altına gizlenmiş hayatı suluyor. Uyu sevgili çocuğum; Baban ebediyyette bizi izliyor. Kar ve gök gürültüsü şu an da bizi ona yakınlaştırıyor. Uyu benim sevdiğim, bizi üşüten bu beyaz battaniye, tohumları sıcak tutuyor ve Nisan geldiğinde bu savaş gibi şeyler güzel çicekler üretecek. Böylece çocuğum; insan net ayrılığı, acı sabrı ve umutsuz sıkıntıyı yaşamadan önce sevgiyi biçemez. Uyu benim küçüçük oğlum; gecenin korkunç karanlığı ve dondurucu soğuğundan korkmayan tatlı rüyalar senin ruhunu bulacak. Küçük çocuk uyku yüklü gözlerle annesine baktı ve dedi ki 'gözlerim ağır, ama dualarımı okumadan uyuyamıyorum ben anne'. Kadın onun melek yüzüne buğulu bulanık gözlerle bakarak şöyle söyledi: 'Benimle beraber söylediklerimi tekrarla oğlum. Rabbim yoksullara yardım et, onları kışın soğuğundan koru; kendi merhametli ellerinle ince giysili bedenlerini ısıt; sefil evlerde uyuyan, açlık ve sefalet içinde acı çeken yetimleri koru. Ya Rab duy sesimi, çaresiz, çocuğu için korkudan titreyen dul kadının çağrısını duy, Ey Rabbim tüm insanların kalbini aç, aç ki güçsüzün çektiği sefaleti görsünler. Uyku çocuğun ruhunu ele geçirirken, annesi onu yatağa yerleştirerek, titreyen dudaklarıyla gözlerini öptü. Khalil Gibran (Bir Damla Yaş ve Bir Gülümseyiş)
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.