Bir sonraki sabah, Yonina siyah binanın çatısına çıkıp kendini kaldırıma bıraktı. Ve benden başka kimse, o an aşağıda olup onu tutmayı hayal etmedi. İşte, bunun üzerine düşündüm, kendimi asmayı. Hatta bir ip bile buldum. Hatta ucundaki ilmekten başımı geçirip bir kaç saat karanlıkta oturdum. Ne düşündüm, biliyor musun? Ölmeyi hayal etmenin ölü bir adam olmaya yettiğini. Hatta ölüme dair olanın dışında hiçbir hayalin gerçekliğinin olmadığını düşündüm. Güçlü, zengin, mutlu ya da aşık olmayı hayal etmek hiçbir işe yaramıyordu. Sıradan hayallerin tatmin edici hiçbir tarafı yoktu. Gerçekleşene kadar ölü olan hayallerdi bunlar. Ama ölümü düşlemek, ölmeye yetiyordu. İntiharın eşiğine gelmek, orada yaşamaya devam etmeye yetiyordu. Belki de insan kendini öldüremesin diye hayal etme gücüne sahiptir. Belki de bu yüzden ben, aklımdan geçen her şeyi gerçekleştirdim. Biri hariç. Onun da ne olduğunu biliyorsun...