Çok varlıklı bir kadın ölüm döşeğinde Azrailin gelmesini bekliyor. Ama bu varlık maddi bir varlık değil. Bu yüzden insanlar bu varlığı gözle göremediği için kıymette bilmiyor.
Kadının tüm servetini ise büyük bir oda genişliğinde kasanın içerisinde saklı. Anahtarı ise kendisiyle beraber mezara götürecek. Kadın ölse tüm birikim yok olacak. İşte o esnada Yaşar Kemal geliyor kaybettiği gözü bir melek gibi omuzlarında, insanların göremediğini o görüyor. Alıyor eline sarı kağıtlarını, kurşun kalemini, kadından ne biliyorsa anlatmasını istiyor. Yani o kasanın anahtarını emanet alıyor.
O kadın Anadolu, o anahtar ise Yaşar Kemal’in sarı kağıtlarda bize bıraktığı cilt cilt ölümsüz eserleri.
Yaşar Kemal’in yayınlanan ilk kitabı kitabın adı Ağıtlar. Bu kitap Yaşar Kemal gibi bir efsanenin nasıl doğduğunu anlatan, onu daha iyi tanımanızı sağlayacak en sağlam eser.
Şimdi anlıyorum destan gibi yazılmış kitapların nasıl doğduğunu.
İnce Memed’in köy yollarında bastığı iri çakıl taşlarından, ayakkabısının tabanını silen sivri kayalıkları nasıl betimlediğini. Çünkü Yaşar Kemal o anlattığı hayatı yaşamış Ağıtlar’ı yazarken.
Kitap, Ağıtlar kısmına girmeden önce Yaşar Kemal bu ağıtları nasıl derlediğini anlatan bir kısım yer alıyor.
Burada Abidin Dino’nun da yazdığı bir yazı yer alıyor. Yaşar Kemal’in edebiyata nasıl meraklı olduğunu, bu ağıtları derlemek için dağ bayır gezerken ayakkabılarını nasıl eskittiğini Abidin Dinonun muhteşem anlatımıyla okuyorsunuz.