Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

254 syf.
·
Puan vermedi
Mümin Müminin Aynasıdır
Bir çölün ortasındayım. Bir çölün ortasında kızgın kumlar üzerinde yapayalnız hissederken kendimi; suların gürül gürül akmaya başladığı seraplar görürken; güzellikler görüyorum Sevgili Dost. Kızıl sakallı, esmer yüzlü, siyah sarıklı, geniş omuzlu bir parıldayan yüz görüyorum. Ayakları kumlara bata çıka yürüyen tebessüm eden, bacaklarına kedilerin dadandığı; kendini sevdirmek için yarışa giren sarı-beyaz çizgili, safi siyah, yemyeşil gözleriyle sayamayacağım kadar çok kedi görüyorum. Birkaç kedinin bana doğru koştuğunu görüp gözlerim çizgi halinde bir gülümsemeyle kollarımı açıp ellerimi uzatıyorum… Çölün ortasındayım karşımda bir ayna ile. Aynadan türlü türlü silüetler görünüyor. İnce ayak bilekleri beliren birini görüyorum ve merakım artıyor. İnce ayak bileklerinin sahibi için Fahri Kainat Efendimizin “Kıyamet günü onun ayakları, Uhud Dağı’ndan ağır gelecek mizanda” (İbn-i Âsakir, Tâhîru Medineti Dimeşk, C.33, s. 110) deyişini duyuyorum. Sol kulağımdan giren bu ses; kalbimdeki tüm nifak tohumlarını un ufak ediyor; hayret ediyorum. Hayretimin menbaı sensin Sevgili Dost. Bir ince ayak bileklerine bakıyor, bir de Uhud’u tahayyül ediyorum. Adaletinin böyle ince ayar terazide ölçülmesine hayranlık duyuyorum… Baş döndüren bir kokuyla birlikte çölün kavurucu sıcaklığını dengeleyen bir serin esinti duyuyorum. Kıvırcık saçlarıyla “jilet gibi” giyimiyle ihtişamıyla kirpiklerim birbirine kavuşmadan, bir an bile kapamadan gözlerimi bakakaldığım bir zat beliriyor. Bilmem nasıl; üstü perişan, yamalı kıyafetleriyle karşıma çıkıyor; öğreniyorum ki Sevgili Dost’un Dost’undan; “Kalbini yüce Allah’ın aydınlattığı şu adama bakın! Anne ve babası en iyi yiyecekleri ve içecekleri sunuyordu ona. O Allah için her şeyi terk etti. Allah ve Resulü’nün sevgisidir onu bu hale getiren!” (el-Asfahânî, Hiyetü’l- Evliya, C.1, s.108) Islak saçlarını hurma lifinden bir kumaşla kurulayan bir hanımı görüyorum. Nasıl oluyor bilmiyorum; ne saçın uzunluğunu ne de rengini görüyorum. Baştan sona bütün uzvunu edebine uygun örtmüş; koşa koşa “Biz insan değil miyiz?” diye koştuğunu görüyorum. Mübarek sözleri defaatle kendi kendine tekrar ettiğini görüyor; anlamaya çalışıyorum. Unutmamanın şartı; tekerrür. Tekerrürün yolu; zikir. Hatırlamak. Dillendirmek. Dil ile ancak. Dil meselesi haline getirmek. Bir aşk meselesi olduğunu kabul etmek. Harabî’nin deyişiyle; ‘Âdeme eş noktadır Gördüğün düş noktadır Âdemi âdem eyleyen Üç harf ile beş noktadır. Belki de âdemi adem ediyordur, belki de ademi âdem ediyordur. Sahi bu herkesin dilinde mütemadi bir suretle sohbetlerinin konusu ettikleri aşk nedir Sevgili Dost? İçime yerleşmiş bir yerlerde; şuhl ve buhl ile kaplanmış göğsümün içinde sürekli tahavvülü başka mercilere dönen; kulbeden bir et parçası var. Kanla birlikte irin taşıyorum. Kanla birlikte; hüzün. Sevgili Dost; içimdeki adavet duygusunu hakiki sahiplerine yönlendir; uhuvvetin artışına beni şahit kıl. Daha nice sahabeyi gördüm; onlarla birlikte dişim kırıldı; okların, mızrakların ruhuma değmediği tek nokta kalmadı. Sessizliğe mahkum edilen şairin cezasını birlikte çektim. İsmini bile –hicap duyuyorum….- henüz duyduğum sahabeyle tanışmak beni şerefyap kıldı. Keşke razı olduklarımız da bizden razı olsa… Eserde 33 sahabe vurgun yapan hasletleriyle anlatılıyor. Bir tesbihin 33 gül kokulu boncuğu oluveriyorlar. Bir arada, safları sıklaştırmış vaziyette, uhuvvetkârâne… Dilerim bu tesbihin kalan 66’sı da yerini bulur. Son olarak da imamesini bambaşka bir eserde görürüm/z. Dil baştan zaten öyle dengeli ki. Edebiyatın ön şartı belagat tastamam kendisini gösteriyor. Hamaset kokmuyor, yavan bir anlatımdan da uzak. Yazar sahabeyi anlattığının öyle bilincinde ki sesi bir fısıltı gibi duyuluyor. Okurken Hz. Ebubekir’in arkasında Hz. Muhammed’e (sav) yol arkadaşlığı ediyorsunuz. Hz. Hamza’dan hafif ürküyor ve yanında tam bir ehemmiyet duyuyorsunuz. Hassan b. Sabit’in arkasında şiirlerini dinliyorsunuz. O an sahabenin meclisinde oturup onlarla birlikte huşu ile Sevgili Dost’a secde ediyorsunuz ruhen. Kokuşmuş cesetlerin arasından sıyrılıp Dost’a yakınlaşıyorsunuz. Dil, tertemiz. O kadar etkileyici bir dili var ki; ben bildiğim sözcüklerle buna karşılık gelen bir kelime bulamıyorum. İnsana o anı hele ki böylesine hassas bir konuyu derinlikleriyle hissettiren bu kitap yazarı tarafından bize sunulmak üzere tam 9 sene boyunca üzerinde çalışılmış. Emek, işte böyle bir şey. Emek işte böyle göz nuru; gönül aydınlığı. “Hiç kimse elinin emeğinden daha hayırlı bir yemek asla ye¬memiştir.” (Ravisi Ebu Hureyre) Sürekli sorgulayan, nefsi anut, kaynağa çok önem veren biri olarak; gördüğüm hadislerin kaynakçaları beni öylesine mutlu etti ki. Hatta başta inanmadım, öylesine bir şeyler yazmıştır diye düşünerek; kaynak olarak eseri kontrol ederek devam ettim. Hepsi bir bir doğru çıktı. Titiz, hassasiyetli olan bu çalışmadan bana kalan; 33 gönül incisi bir de Ali Ural’ı tanımak oldu. Ali Ural, dilerim ki yaşarken kıymeti bilinenlerden olur; bu değer hiç yitirilmemeli…
Peygamber'in Aynaları
Peygamber'in AynalarıA. Ali Ural · Şule Yayınları · 20222,389 okunma
··
353 görüntüleme
Eylül Türk okurunun profil resmi
Defalarca okudum ve dedim ki Dilek'i çok sevmek diye birşey yaratmış Mevlâ :) Nasıl güzelsiniz nasıl, soluklandım satırlarınızda...Bir mum belirdi ruhumda, çeyrek asır evvel babam televizyonu kapatır, 'Sahabelerin Hayatı' diye bir eserden bize her akşam uzun uzun okurdu.Ben çok küçük olduğumdan hep yarısında ablamın dizinde uyuya kalırdım, asıl uyuduktan sonra sürerdi kitap, kumlarda onların elbiseleriyle dolaşırdım, bir devenin gölgesinde bağdaş kurar gökyüzünü izlerdim, mescitlere giden, Peygamber Efendimiz'i dinleyen sahabeleri hayâl ederdim, savaşlardan dönen, zaferler kazanan, sancak göğsünde nur yüzlü...Bana Cennet gibi gelir hâlâ, saadet asrında bir yaprağın kımıldaması dâhi, mucizevi bir duygu... Yeniden o tarifsiz kokuları duydum, insan orada kalmak istiyor, sanki bir kâbusa uyanmak gibi yaşamak... Rabbim sizi sevdiklerine katsın...
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Şaşkan# okurunun profil resmi
Çok güzel bir inceleme olmuş yüreğinize sağlık. Rasulullah( S. A. S) ve ashabı olunca yazılanlar, duygulanıyoruz özlemlerimiz, ziyadesiyle artıyor. Kitabı çok merak ettim.
nosthalgia okurunun profil resmi
İşte benim için bu başarıdır; okumayı düşündürmek birine. İnşallah okuduktan sonraki hislerinizi de öğrenme fırsatı olur. Gerçekten öyle, Resûlullah ve tabiine hayranız ve özlem içindeyiz. Bu kitapla inanın o özlem artacak. İyi okumalar dilerim şimdiden.
İlknur okurunun profil resmi
Okurken nefesim kesildi birden , sonra tekrar daha temiz bir nefes aldığımı hissetim gönül dostum . Mutlaka bende okuyacağım. Aydınlıklar seninle olsun :)
nosthalgia okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim, yorumunu merakla beklerim. Aydınlıklar seninle de olsun canım :)
Nilüfer okurunun profil resmi
Çok güzel bir inceleme olmuş. Herkese her şeye tüm kainata öncelikle kendime kırgın hissettiğim bir dönemde okursam sanki içim yine eskisi gibi olur mu düşüncesiyle kitabı merak ettim. Yüreğinize sağlık...
nosthalgia okurunun profil resmi
Dilerim ki olur, çok etkileyici bir eserdi. Çok teşekkür ederim.
Satırların Momenti okurunun profil resmi
Musab Bin umeyr değil mi yazıda bahsettiğin sahabelerden biri? 😀
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.