Kitabın kapağında ki şifrelerle başlamak isterim. Üstünde bulunan haçın Ra'nın gözüne batış şekli, Akdamar kilisesinin gün doğumu slüeti ve haçın üstünde gizlenmiş harflerle aslında yazarın ne denli bir hikayeyi kitabının kapağında anlattığını çok sonralardan fark ettim.
Toplum ve kitap okuyucuları yorumlara baktığımda kitabın kapak görselini pek sevmemiş gibi duruyor.
Popüler olmaktan hatta ihtişamlı ve çok süslü kapaklardan öte yazarı hikayesinin tümünü kitabın kapağına gizlemiş.
Konusu itibariyle Türkiye'de bir ilk oluşu, uluslararası anlamda üç dile çevrilmiş olan bir kitabın kitapseverler tarafından ne denli kabul edildiğini işaret ediyor.
Yıl 1915, iki ayrı millet olan Ermeni ve Türklerin ortak yaşadığı Çatlıca Köyü aslında kavgasız gürültüsüz bir hayat sürmektedir. Birbirlerine kız alıp vermeyen bu iki millet Sonya'nın İbrahim'e kaçmasıyla başlayan bir aşk süreci, ölümler, sürgünler ve nice acıları kitapta derinden okuyorsunuz.
1915 yılını Tarihe Tanıklık Etmenin Aşk Hali ile Arsine'de müthiş ve keyifli bir o kadarda ibret alıcı noktalar ile anlatılmış.
Yazarı bir dönem kitabında Ermeni Katliamı diye yazmış diye yerden yere vurulmuş. Burada ki konumuz katliam, aşk ve acılardan çok bambaşka bir şey.....
okumadı iseniz bence okuma listesine alınacak bir kitap....