Gönderi

Rivayet olunur ki, eski zamanlarda iki heş(dost), iki candan arkadaş yola çıkmışlar. Dere tepelerden aşarak, çölde bir hurma ağacının altında konaklamışlar. Yiyip içtikten sonra sohbete başlamışlar, içlerinden biri diğerine, “Eğer ezkaza padişah olsan ne yapardın?” diye sormuş. “Eğer ezkaza ben padişah olsam...” demiş öteki, “Yurtta adalet ve hoşgörüyü yaygınlaştırır, halkımın isteklerini yerine getirirdim.” Arkadaşı, “Şayet ben padişah olsam... Beni âdem denilen bu insanları dünyaya geldiğine pişman ederdim. Tırnaklarına kadar soyar soğana çevirir, hepsini yoksul kılardım!” demiş. “Neden?” diye sormuş öteki. “Çünkü bu küstahlar, senin ne iyiliğini bilir ne kötülüğünü!” demiş arkadaşı. Ertesi gün tekrar yola devam etmişler. Derelerden tepelerden aştıktan sonra büyük bir şehre ulaşmışlar. Bakmışlar ki, erk(saray) önündeki meydanda insanlar toplanmış. Her birinin elinde bir parça et var. Hepsinin gözü gökteki bir kuşa çevrilmiş. Sonra anlamışlar ki bir gün önce padişah vefat etmiş, oğlu olmadığı için de de taht varissiz kalmış. Bu yüzden şehrin bilge kişileri bir araya toplanıp padişahın yaşlı kuzgununu göğe uçurmuşlar. Kuzgun kimin başına konarsa onun padişah ilan edilmesine karar vermişler. Allah’ın hikmeti işte! Kuzgun da sonnnda gelmiş bizim taş kalpli gezginin başına konmuş. Bilgeler gezginin yabancı olduğunu anlayınca kuzgunu yeniden uçurmuşlar. Ama kuzgun havada şöyle bir gelindikten sonra, yine gelip aynı kişinin başına konmuş. Bilgeler aynı şeyi üç defa tekrarlatmışlar. Her seferinde de kuzgunun aynı kişinin başının üzerine konması üzerine, şehir halkı tarafından tahta oturtulmuş. Gezgin de tahta kurulduktan sonra, daha önceki söylediklerini harfiyen uygulamış; halkı soyup soğana çevirmiş ve herkesi korkudan tir tir titretmiş. Bunun üzerine insanlar gelip bunun arkadaşını bulmuşlar. Padişahtan ricada bulunup vergileri hafifletmesini istemişler. Zavallı gezgin, padişah olan arkadaşının huzuruna çıkmış. Padişah, arkadaşını İzzet-ikram ile karşılamış, fakat söylediklerini dinledikten sonra: “Sen bu işe karışma” demiş. “Eğer ben bu insanlara zulüm kıldıysam, bunu küstahlık ve aptallıklarından dolayı yaptım. Çünkü bunlar aptal olmasalardı, Allah’ın yarattığı akılsız bir hayvana inanıp beni tahta oturtmazlardı! Akılsız bir mahluka güvenip beni tahta oturtan bu insanlara şefkat ve merhamet ne gerek? Bilgili padişah bilgili insanlara layıktır. Ahmaklara ise ahmak bir padişah gerekir!”
·
60 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.