Gazzâlî, İhyâ' adlı eserinin "Kitâbu'l-mahabbe ve'ş-şevk ve'lüns ve'r-rızâ” başlıklı bölümünde şöyle demektedir:
Allah'ı tanıyan O'nu sever. Ma'rifet artıkça sevgide gelişir ve güçlenir. İşte bu sevgiye aşk denir. Sevginin bu şekilde aşk halini alması, kulun ma'rifette yetkinleşerek ilâhî güzelliği İdrâk etmesinden ileri gelir; bu idrâk arttıkça aşk da güçlenir. Nitekim Hz. Muhammed (s.a.v.)'in Hira'da ibadete kapandığını gören Mekke müşrikleri, "Muhammed Tanrı'sına âşık oldu.” demişlerdi. Gerçek âşık kalbindeki Allah sev gisine hiçbir varlığın sevgisini ortak etmez. Bu yüzden başka şeylere karşı duyulan sevgiye ancak mecaz yoluyla aşk denebilir. Çünkü ortağı olmayan, dolayısıyla ortaksız sevilebilen tek vaflık Allah'tır.
İhyâ' c.2,s.279-280