Aslında, günümüzde aile içi iletişimin temel esasları olarak eşlere sunulan 'tavsiye' ve 'telkin'lerde; eşin o sırada "ne söylediğini anlamak" değil de, "ne söylemek istediğini anlamak" üzerine dikkat çekilmektedir. Böyle bir yaklaşım ise, her ne kadar kulağa ilk anda şık gelse de, doyurucu bir iletişim yöntemi değildir. Çünkü bu tavsiye, fertleri, zihin vasıtasıyla duyguları anlama gayretine yönlendirecektir. Halbuki bir eşin, diğer bir eşi zihnen algılıyor olması, onun duygularını 'hissetmesi' demek değildir