Gönderi

Ben Yandım - Yılmaz Erdoğan
Hangi dilde ağlıyorsa insan  İşte ana dilidir ayrılmanın. Her sokağa şifa niyetine bir açlık,  Güzereş, kardaşlık bilinen en büyük uzaklık  Hep acıların kuranderinde sevgili bir yoksulluk  Kitapların arasında dolanmış ve sahte fikirlerle  dolandırılmış, donatılmış, aklanmış, yeşermiş.. Ve gri demirli bir yatılı okulda uzun uzun, Kimsesiz kimsesiz ağlamış. Uykusunda adın çağırmış. Nöbetlerde edebiyat, Sohbetlerde bir yarışma kavgası. Fikirden fikire sıratlar geçilmiş  Ne murat suyu kan aksın isterim, Ne şiirinden vazgeçerim kavganın.  Mesleğim göze almaktır, Kalabalığa faydanın bedelini.  Öderim sağdan soldan aldığımla  Sözlerimden başka vasiyetim ve servetim yoktur.  Her beladan bir alıntıyla kurtulurdum,  İlla ki adını hatırlardım lazım olanın. Bir siverek acısı aslında sevdiğim, Bir mezopotamyalı kederi  Asur'un Ninova'nın kehaneti....  Kalbim kül oldu, Eski bir kütüphane yangınında  Ben yandım.  Kimi cüret etsem sevmeye  Kendime küçük geldim, Zayıf kaldım,  He murathan esir düştüm. Sefil oldum. Acılarım hep tavsiyedir, Çok sevdiğim bir şairden. Yok bira yok ne etsek olmuyor'un ranza arkadaşıyım  Bilinen en uzak yatılı bölge okulundan  Ben bıraktım siz konuşun,  Yoruldum ben siz koşun.  Iskartaya ayırın beni  Bütün ayrılıklardan.....  Küsmedim, kârdayım yediğim dayaktan  Şimdi yalnız, sarı saman kağıt kokulu günlerde  Türkçeye çeviriyorum ayrılık acısını  Beni bırakın  Ben meçhul oldum. Gizli özneyim,  Vatansız cümlelerde. Ben yandım.  Kalbim kül oldu  Eski bir kütüphane yangınında..
··
10 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.