Bir vakit nasıl olmuşsa bilmiştim
ki bizden çıkan her ses ve görüntü kabul etsek de etmesek
de, beğenip yanımıza alsak da almasak da bizden sonra
da aksedecek olan hayatımıza ait bir aksülameldir. $imdi bu
ses ve bu sesin paslı sızıntısı ile kimsenin susuzluğuna bir
deva olmayacak akara bakıyor ve dinliyordum da gençliğimde
birkaç ay geçirdiğim, kederli diyemeyeceğim, düpedüz
ağır hasta bir Berlin kışında hissetmekte tereddüt ettiğim bazı
şeyler -ki onları hissedebilmek için ordaydım- şimdi, ancak
şimdi üstüme lekesini bırakarak damlıyordu. Her şeyi
kendi istediği vakit sunan hayat buna beni ancak şimdi hazır
bulmuştu. Onun hazır bulması acaba ne demekti, hazır
demek pişmiş mi demekti, bitmiş mi? İnsan terminoloji ile
mi sınırlıdır, dil ile mi, her gibi nerden alınıp nereye ekleştirilendir,
bilmem de bilsem ne olur ki.