Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

160 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
28 saatte okudu
Büyük Ortadoğu Projesi
Bu kitap, 2004 ve 2005 yıllarında hem tek hem de beraber Mahir Kaynak ve Emin Gürses'le yapılan röportajlardan oluşuyor. Kitabın ismi olan Büyük Ortadoğu Projesi ile ilgili dün, bugün ve yarına dönük soru ve cevaplar içeriyor. BOP (Büyük Ortadoğu Projesi)'un ABD eksenli bir proje ve eğer başarılı olunmazsa, diğer güçlerin yani Rusya, Çin, AB (Avrupa Birliği)'nin bu boşluğu doldurup, gelecek açısından ABD için ekonomik, siyasi bir güç kaybına neden olacağını anlatılıyor. O yüzden de ABD bu geniş pazarı ne olursa olsun kaybetmemek için önceden buraya girip, herkesi kendi istediği şekilde yönlendirip, bu bölgeden çıkmak istemiyor. Yani rantın kapısının anahtarının kendi elinde olmasını istiyor. 'Demokrasi' kavramıyla ilgili verilen örnekler gerçekten oldukça dikkat çekici ve etkili: "...çok sayıda ekonomik güç olduğu için, bunların arasındaki rekabet, siyasi partileri doğurur. (s.16)" Ama Ortadoğu tabir edilen veya biraz daha genişcesi olan Genişletilmiş Büyük Ortadoğu demek ise burada farklı. Burada bulunan devletlerin çoğu Batı'nın anladığı şekilde bir demokrasiyle zaten yönetilmiyor ve o şekilde bir geçmişlerinin de olmadığı anlatılır. Hatta 16.sayfada yer alan "Suudi Arabistan'da herkes Oxford'dan mezun olsa da yine de demokrasi olmaz." sözü her şeyi açıklamıyor mu? ABD, BOP'u dünyaya demokrasinin gelişmesi için 'köhne yapıların' değişmesi gerekir cümlesiyle sunar ama gerçeği yansıtmadığı kısa süre içinde anlaşılır. Ayrıca bu demokrasi kavramını da 'genel halk, okuyucu, izleyici' kesime süslü cümlelerle pazarlar ki, esas durum olan ekonomik çıkar anlaşılmasın. ABD, AB ilişkileri, Türkiye AB ilişkileri, AB'li ya da AB'siz Türkiye, Amerikan bakış açısı haricinde Rusya ve Çin'de kitap içinde ele alınıyor. Buradan din eksenli çatışmalara değiniliyor. Musevilik, Hıristiyanlık, Müslümanlık ve özellikle Protestanlık ve Yahudiliğin bir bütünlük oluşturup, Katoliklere, Ortodokslara ve Müslümanlara karşı bir cephe alınması anlatılır. Özellikle Yahudilik ve Protestanlık inancındaki para olgusunun ABD'de bunları ortak noktada buluşturduğundan bahsediliyor. ABD ile Avrupa'nın çıkar çatışması ve ABD'nin bu bölgeyi rahat bırakmaması sonucu AB'nin daha uzun bir süre ikincil bir durumda kalacağı da ortada. Ve şunu da buradan öğreniyoruz ki: En büyük istikrar istikrarsız bir bölge demek. Bu sayede 'ben bir şey yapamazsam da diğer ülkeler de hiçbir şey yapamasın ya da ben burayı istikrarsızlaştırayım ki, Avrupa burada pazar elde edemesin' diyerek de burayı bekleyen diğer güçlere gözdağı verildiğinden de bahsediliyor. Bir olayın kaynağına inmeden bazı şeylerin hem anlaşılması hem de çözülebilmesi zordur. Sebep sonuç ilişkisi kurulduğunda olay tam olarak anlaşılabilir. Çünkü ABD işgal planını 'demokrasi' olarak sunduğu için bundan etkilenen binlerce insan bir eylemin içinde kendini bulur. Onların istedikleriyle ABD'nin istekleri örtüşüyorsa ayrı bir durum, ama örtüşmüyorsa kaos kaosu takip ediyor. Bu kitap gündemi takip eden, siyasi tarih üzerine okuyan kişilere hitap ediyor. Röportajlardan oluştuğu için konuşma diliyle yazılmış o yüzden akıcı ve durudur.
Büyük Ortadoğu Projesi
Büyük Ortadoğu ProjesiMahir Kaynak · Profil Yayıncılık · 2010281 okunma
·
15 görüntüleme
Sigmund FREUD okurunun profil resmi
Üstat:Durumun vahametini çok net bir şekilde açıklamışsın.Benim söyleyebileceğim kitabı okurken miyop gözlüklüklerimizi takalım bazen cevaplar yanı başınızda dururken bazende Ufka bakmak gerekir. Saygılarımla Sigmund Freud.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.