. Aynı şeyi NahI Suresi’nin 93. ayetinde görmekteyiz: “Allah dileseydi, hepinizi bir tek ümmet kılardı; fakat o, dilediğim saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. Yaptıklarınızdan mutlaka sorumlu tutulacaksınız” (NahI Suresi, ayet 93). Burada anlatılan, Tanrı dilediğini doğru yola sokuyor, dilediğini saptırıyor, sonra da onları,, böyledirler diye sorumlu tutuyor.
·
52 görüntüleme
Bu ayetten o manayı çıkaranın aklını sorgulaması gerek..
"Dileseydi" buna gücü yeterdi ve yapardı diyor..Şayet Dileseydi..Başka pek çok ayette surede açıkça insanların hür iradeli olduğu dinde zorlamanın olmadığı başka dinlere inanalara hoşgörülü olunması gerektiği defaatle anlatılır.
“De ki: İşte Rabbiniz tarafından gelen gerçek. Artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin.”(Kehf, 18/29)
Başlangıçta Allah Hz.Adem'den başlamak üzere tüm topluluklara binlerece Peygamber göndermiştir onu ve doğruluğu ahlakı adaleti anlatsın diye.. Daha ilk insan olan Hz Adem bile peygamberken bu gerçek pek çok insana doğruluğun ahlakın Allahın anlatıldığını gösterir. Bu öğretinin gitmediği topluluklar, çocuklar ve delilerde zaten bizzat Allah tarafından hesaptan ve sorgudan muaftır..Bunun delili.Peygamber gönderilen toplulukların önce hür iradesiyle hak dinlere girip yine peygamberlerin vefatından sonra hür iradeleriyle dinden çıkmalarıdır. Hz. Musa'nın kavmi daha Musa hayattayken ve ona inandıkları halde onu terk etmişlerdi inanmalarıda terk etmeleride hür iradeleri ile oldu..
Allah deliler ve çocuklar dışında her insana araştırıp doğru yolu bulabileceği bir beyin ve özgür irade bahşetmiştir...
"Dilediğini saptırır" mealindeki o ayette ise tıpkı İslam'ın ilk yıllarında kendilerine defaatle çağrı yapılmasına rağmen güler yüzle davet yapılmasına rağmen inatla zulümlerine devam eden Mekkeli müşrikleri ve ondan sonra gelip aynı inatla davrananları kastederek peygamberine "onlar için sen tasalanma senin görevin onlara anlatmaktı onlar inadından bunu reddedip zulme devam ediyorsa Allah onların kalplerini artık mühürlemiştir senin görevin yalnızca anlatmaktır" mealinde pek çok ayetle meseleyi Nebisine aktarmıştır...Bu kalp mühürleme ayetleride muhtemel oldur ki sonra gelecek nesillere bir sınav bir uyarıdır..
Allah Bakara suresi gibi bazı surelerde ise ne kadar uyarıcı yol gösterici olarak müşriklere gitsede sonuç alamayan Peygamberinin üzülmesine teselli olarak göndermiş ve "sen uyarsanda uyarmasanda onlar inatlarından dolayı taşlaşmış kalpleri inanmazlar" diyor..Bu Nebisine uyarıpta sonuç alamayan nebisine üzülmemesi için tesellidir.
Bir hadisi şerifte;
Kul, bir günah işlediğinde kalbinde siyah bir nokta oluşur. Tevbe ettiği takdirde cilalanıp silinir. O günahı tekrar işlediği/günaha devam ettiği zaman, o siyah nokta da gittikçe büyür, kalbi istila eder.
Yani kişi kendi kalbini kendisi hür iradesiyle işlediği günahlardan dolayı zamanla katılaştırır ve mühürler..Bundan kurtulmak yine onun elimdedir..
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.