Bizler bir sahneyi, fotoğraf gibi ayrıntılarla değil bize verilen "gerçeklerden " yola çıkarak oluştururuz. Zihin ayrıntıları geliştirir onları değerlendirir, geçmiş deneyimler arasında bağlantı kurar ve onların gelecekte nasıl olması gerektiği üzerinde durarak bir anlam yükler. Bu olağanüstü karmaşık bir hokkabazlıktır. Ve bu süreç ne zaman bir dergi okusak, bir anıyı tazelesek, bir sohbete girişsek ya da geleceği düşünsek sürekli tekrarlanır. Sonuç olarak, zihinsel gözle bakılan olaylar insandan insana ve somut "gerçeklere " bağlı olarak son derece büyük farklılık gösterebilir: Biz dünyayı olduğu gibi değil, biz nasılsak o şekilde görürüz.