Oblomov, Oblomovluk, OblomovkaKitabı gözyaşı ile bitirdim ve elim yeni bir kitaba gitmedi, gidemedi. Oblomov, Oblomovluk ve Oblomovka uzun zaman dilimden düşmeyeceğe ve zihnimi meşgul edeceğe benziyor.
Okuduğum en iyi romanlardan biri olduğunu düşünüyorum. Yazar çok özel bir karakter çizmiş ve bu karakterin ana özelliğini Oblomovluk olarak literatüre katmış. Neydi Oblomovluk; tembellik, yarın yaparımcılık diye tabir etmek en basiti olabilir. Ama bu kadar değil çok daha derin. Oblomov'un tam tersi olan karakter en yakın arkadaşı Ştolts ve diğer yardımcı karakterler de ayrı ayrı özelliklere sahipti. Hele beni en sinir eden uşak yok mu, en çok ona kızıyordum. Sen düzgün olsan Oblomov da belki çıkar yataktan diye.
Yazarımız Gonçarov, birbirinin zıttı Oblomov ve Ştolts karakterleri ile Doğu ve Batıyı karşı karşıya koymuştur yazıyor kitabın önsözünde. Evet yazar bu karakterler üzerinden Rusları ve Almanları hem övüyor hem yeriyor. Bence yarı Alman yarı Rus "Ştolts" ile, Almanların disiplin ve çalışkanlığını, Rusların estetik ve sanatsal yönünü alarak melez ideal karakter oluşturmak istemiş.
Açıkçası karakterlerin yaşama, yaşamın amacına, aşka, evliliğe, çalışmaya dair düşünceleri çok etkileyici idi. Genelleme yapamasam da bazı insanların kendinde Oblomov'a veya Ştolts'a dair bir şeyler bulabileceğini düşünüyorum. Mesela ben, hayatımda bazı dönemler Oblomovluk yaptığımı ve bunların bana pahalıya patladığını da rahatlıkla söyleyebilirim. Kısaca örneklersem; şehir değişikliği nedeniyle araştırma görevliliğinden ayrılınca, evlilik ve ev hayatının rehavetine kapılıp yaptığım tembellikten, boşvermişlikten, sürekli yarın çalışırım diye ötelemekten ötürü yarım kalmış bir doktora tezi, bitmemiş bir doktoram var. Elbette benim de Oblomov gibi her işe bahanelerim vardı; tez konusunun tek başına imkânsızlığı, hocanın yetersizliği gibi ama aslında sorun bendeydi. Gelecek ile ilgili hayallerime mal olan bir Oblomovluk. Kitaptan sonra kendi kendimi bayağı bir hesaba çektim.
Çok uzatmayayım, kitap ile ilgili fazla bilgi verip heves kırmayayım. Kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.
Bol kitaplı günler...