Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

302 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
ADDAŞ
SPOİLER İÇERİR!!! Hintli olan Aşima ve Aşoke Amerika’da bir süre kültür şok yaşarlar. Mesela Amerika’daki tavuklarda deri vardır, Aşima ise önceden hiç derili tavuk yemediği için derileri tavuktan sıyırır. Başlarda kültürel şok yaşayan Aşima ve Aşoke’nin ve aynı zamanda çocukların da bazı alışkanlıkları değişmiş. Amerikanlar gibi olmuştur. Mesela çocuklar acıktıklarında marmelatlı ekmekler yer. Hindistan’da, doğan çocuğa ad vermek çok önemlidir. Çocuğa iki ad verilir. Biri ailede kullanılacak olandır, diğeri ise aile dışında kullanılacak olan isimdir. Kitaptaki asıl mesele ise Gogol’un ismini beğenmeyip adını “Nikhil” olarak değiştirmesidir. Aslında herkesin kendine ait olmayan bir adı vardır. Adlarımız kimliklerimizdir. Peki biz gerçekten bu kimliğe ait miyiz? Biz gerçekten adımızı temsil ediyor muyuz? Aynı ada sahip olan kişiler aynı karaktere mi sahiptir veya hepsi de isimlerinin anlamları gibi midir? Mesela Rus yazar olan Gogol ile kitaptaki karakter olan Gogol arasında bir fark var mıdır yoksa aynı ada sahip oldukları için ikisi de aslında aynı kişiler midir? İnsanları eşsiz kılan onların adları mıdır, yaptıkları mıdır, karakterleri midir? Biz doğduğumuzda büyüklerimiz bize bir ad koyarlar. Bu adı gerçekten sever miyiz, ister miyiz? Ad koyulurken fikrimiz sorulur mu? Tabii ki sorulmaz. Bazılarımız Gogol gibi adından memnun değildir. Ama kaçımız onun gibi cesaretli davranıp ismini değiştirebilir? Gogol adını “Nikhil” olarak değiştirdikten sonra tanıdıklarının ona yine “Gogol” dediğini fark eder. Sadece ilk kez tanıştıkları ona “Nikhil” der. Yani aslında değişen hiçbir şey olmamıştır. Ama daha sonra tanıdıkları da ona yeni ismiyle hitap etmeye başlar. Nikhil veya Gogol olmak o kişinin hayatında neyi değiştirdi? Değişen sadece ismi olmadı mı? Hayatı, ailesi, karakteri yine aynıydı. Sonuç olarak, isim sadece bir semboldür. Semboller değişse de gerçekler (kişinin kendisi) aynı kalır. --------------------------------------------------------------------- Kitaptaki ana temalardan biri kültürel farklılıklardır. Ana karakterin ismi Rus yazar Gogol’ün adıdır ve kitapta Gogol’un Palto’sundan sıkça söz edilir. Adaş’ı göz önüne alarak Palto’yu geçmişimizle, kökenimizle ilişkilendirebiliriz. Günümüzde hemen hemen herkesin en az bir tane paltosu (ilişkili olduğu millet) vardır. Herkesin paltosunun rengi, deseni, kumaşının kalitesi, modeli (kültürel farklılıklar) farklıdır. Paltomuzu sevmesek de onu giymek zorundayız. Çünkü eğer onu çıkarırsak üşürüz. Benzer şekilde, Gogol da ilk başlarda (gençken) memleketini, o kültürü sevmiyordu. Ona karşı hep yabancıydı. Ama zamanla ( yaşı ilerledikçe) kültürünü, ait olduğu kökleri benimsedi, onlara alıştı. Kitaptaki başka bir tema (bunu kültürel farklılıkların alt başlığı olarak düşünebiliriz) ise aynı veya farklı kültürdeki insanların evliliğidir. Bazı insanlar farklı kültüre sahip biriyle evlenmeye karşı önyargılıdır. Önyargılı olmalarının temel sebebi ise farklı kültürdeki insanların özellikle evlilik gibi ciddi bir konu söz konusuysa anlaşamayacaklarını düşünmeleridir. Bu düşüncenin yanlış olduğu gösteren en iyi örnekler kitaptaki karakterlerin ilişkileridir. Mesela Aşima ve Aşoke aynı kültürden insanlar olmalarına rağmen ilişkileri zayıftır. Aşoke Aşima’ya bir gün bile “seni seviyorum” dememiş, onunla yeterince ilgilenmemiştir. Aynı şekilde Gogol ve Moushumi’nin ilişkisi de benzerdir. Aşimadan farklı olarak, Moushumi kocasını aldatır. Aşoke,Aşima ve Gogol, Moushumi’nin aksine Sonia yarı Çinli yarı Amerikan olan Ben adında biriyle evlilik planları yapar. İkisinin kültürleri farklı olmasına rağmen bence en iyi anlaşan çift onlardır. Sonuç olarak Gogol’un Palto’su kültürel farklılıkların bir temsili gibidir. Ayrıca bazı insanların düşüncelerinin aksine farklı kültürdeki insanlar çok iyi anlaşabilir, hatta evlenebilir.
Adaş
AdaşJhumpa Lahiri · Everest Yayınları · 200432 okunma
··
94 görüntüleme
Quidam okurunun profil resmi
Gerçekten spoiler içeriyormuş. Güzel bir özet ve özetin de anlamları açığa çıkarılmış. Açıkçası, böyle bir incelemeden sonra kitabı okuma isteğimi doyurmuş oldum. Çünkü aydınlatılmamış neredeyse hiçbir nokta yok gibi. İncelemeniz de giriş, gelişme, sonuç ve hepsinin değerlendirilmesi gibi olmuş. Fakat kitabın çıkardıkları ya da kitaptan sizin yaptığınız çıkarımlar ilginç olmayan gerçeklere değinmiş. Nedeni ise ülkemizde her yerde rahatça görebiliyor olmamızdır. Birçok kökene ait insan tek kara parçası üzerinde yaşamaya çalışıyor ve her biri farklı şekillerde tepki veriyor. Yani bunca bakış açısını ve örneği sunuyoruz, ama olay yine bireyin eşsizliğinin ne derece olduğunda bitiyor. Şahsen yaşayarak ve içten bir şekilde ilerleyerek kanaat sahibi olmak en iyisi. Bu durumlarda ben hep mor rengini düşünürüm. Mor renginden hiç haz etmem. Ama doğanın en güzel renklerinden biridir ve çok kişi sever. Hatta nadirliğinden dolayı ayrıca değerli olur. Fakat benim içimde mor rengine karşı en ufak bir yönelim yoktur. Tam bu anda da diğer herkesin ve doğanın anlamı kalmaz. Çünkü başlangıcı ve sonu bende olan bir yargıdır. Uzun lafın kısası, Büyük Kanyon'u bir gün görebiliriz umarım.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.