Sarışın Anita Blake mi demeli yoksa Elena mı? Sadece ben mi benzettim bu ikiliyi birbirine? Elena, karakteri bazı noktalarda duruşunu sevmeme bazı noktalarda da kendisinden nefret etmeme sebep oldu. Karaktere hislerim de kendisi gibi dengesiz. Örnek isterseniz, Cam Şato serisinin Aelin’ini sevdiğimi söylemem yeterli gelir muhtemelen. Bunu ben bile sevemedim gerisini siz düşünün. Raphaelkarakteri hayatımda okuduğum en sevilesi olmayan esas oğlan. Ya Raphael sen ne yılışık bir Meleksin, azıcık toparlan. İşin gücün yok azgın tosbik gibi Elena’nın peşindesin. İş ilişkisi ne bilmeyen, seviyesiz herifin teki. Gram yönetici- lider kumaşı yok ama yazar var dediği için var sayıyoruz mecbur. Final sahnesi güzeldi. Ondan sonra umutlanmamı sağlayıp ikinci kitapta tüm umutlarımı kuleden yuvarladı. O adamdan ayrı nefret ettim. Dimitri’den hepten nefret ettim. Nefret nefret üstüne bu kitapta.