Belki de bunu başlatmak için en doğru nokta, bazen bizim için kabul etmesi zor olan şeyler yapmış olan ama güçlü bir düzen ve din kurarak dehasını kanıtlayan karmaşık, tutkulu bir adamı, Hz. Muhammed'in kendisini anlamaktır; sonuçta unutulmaması gereken bir şey vardır ki Batılı mitlerin aksine, Hz. Muhammed dinini kılıç gücüne değil, barış ve uzlaşma kavramlarını vurgulayan "İslam" anlayışına dayandırmıştır.
Bu kitabı okurken aklıma Dinler Tarihi Prof. Dr. Kadir Albayrak Hocam geldi (Ilk Karen Armstrong kitabınıda onun sayesinde Tanrının Tarihini okumuştum). O da ders anlatırken karşısında ki ogrenci onu anlattığı dinden zanneder bu kadar objektif bir ders anlatır. Hatta bazı öğrencilerin dersde hangi dine inanıyorsunuz sorusu sorduklarını ve o da cevap olarak gülerek arayıstayım dediğini Karen Armstrong objektif onun kadar objektif olmasa da bir kitap kaleme almış.
Kitabın için kaynak gosterimi batılı yazarların sözleri konusunda biraz az olsa da ve 3. el kaynaklardan başvurmuş olması zorlaştırdı. Bizim islami kaynaklara gelince Kur'an kerimden sonra Ishak ve Taberi'yi çokca yararlanılmış fakat Ibni Ishak ya da daha fazla önemli Ibni Hişam ve Ibni Sa'd'a yer vermemiş bu kitabın eksilerinden birisi. Ama peygamberimiz hakkında yazılan batılı kaynaklar içerisinde en iyilerinden birisi diyebiliriz. Bir çok kişinin aktardığı rivayetlerde kaynak göstermemiş bu durum kitaba zarar verecek bir durum değil. Uslubu bilimsel eser olmasına ragmen akıcı ve düzenli ve dogru sekilde okuru sıkmayan betimlemelere yer vermiş.
Kitabın içeriğinde ise yazar tartışmalı gelen rivayetlere yer vermiş ve kendine yakın gelen rivayeti söylemekten sakındaysa da anlatımın içeriğinde anlayabiliyorsunuz. Garanik hadisesi ve onun üzerine yazılmış olan Salman Rusdi Şeytanın Ayetleri kitabına islam dünyasının tepkisinin uzerinden yapılan batılıların elestirini eleştirmiş.
Yazar: Kitabı ve kitapla ilgili kitabı yazmamın nedeni, Batılı insanların çoğunun İslamiyet ile ilgili bilgilerinin büyük ölçüde Rüşdi'nin kitabına dayanmasıydı.
Hz.Muhammed'in gerçek hayat öyküsünün de okurlara sunulması gerektiğine, çünkü dünya tarihi boyunca gelmiş geçmiş en önemli insanlardan biri olduğuna inanıyordum. Çoğu kişi benim gibi kafir bir kadının sevgili peygamberleri hakkında yazma cüretini göstermesi karşısında Müslümanların sert tepki vereceğine inandığından, kitabım için bir yayıncı bulmam çok zor oldu ve çoğunluk bu kitap yayımlandığı takdirde, benim Rüşdi'nin kategorisine sokulacağımı söylüyordu. Ama o zor dönemde Müslümanların kitabıma gösterdikleri yakın ilgi beni çok etkiledi. Müslümanlar ve ciddi İslamcılar, sorun çıkarmaya çalışan kaçık bir rahibeden fazlası olduğuma inanarak beni ciddiye alan ilk insanlar oldular. Sonraki on yıl boyunca, Batı'daki özgün İslamiyet korkusu yatışmaya başladı. Eski önyargılar zaman zaman hala ortaya çıkıyordu, ancak insanlar Müslümanlara karşı giderek daha hoşgörülü olmaya başladılar.
Diyerek yazma sebebini ve onunla ilgili önyargılarını anlatmıştır.
Ebrehe ve fil vakası olayında ilk önce az tutulan hastalık rivayetini vermiş sonra çok bilinenen ebabil kuşları rivayetini vermiştir.
Rahip Bahire olayına değinmesi beni şaşırtmadı.
Gençlik yılları ve güvenirliği konusuna değinilmiş ve Hacer-ül Esved olayinda ki hakemliğini de ornek göstermiş.
Ilk vahiyle ilgili cesitli rivayetlere yer vermiştir.
... ..
..... .....
Kitabı okuyun