Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Berbat kaderden dolayı Turkopolis denen şehir
Sonuçta İstanbul fethedilmişti. Avrupa'da gerçek bir korku fırtınası esmeye başlamış, din adamları, hükümdarlar, yerel yöneticiler ve diğer bireyler arasında gidip gelen "felaket haberleri" bu dalganın da büyümesine yol açmıştı. Şehirden kaçmayı başaranlar kaleme kâğıda sarılıyor ve haberleri daha da uzaklara iletiyorlardı. Sadece "meşum" haberlerle değil, dramatize edilmiş sahnelerle dolu bu mektupların İstanbul'un fethinin geniş kitlelere ulaşırken yarattığı psikolojik etkiyi de hesaba katmayı unutmayalım. Ruteno Kardinali Isidoro şehirden kaçabilmesini "balinanın karnından kurtulan Yunus gibi Tanrı da beni dinsizlerin elinden kurtardı" şeklinde dramatik bir hale getiriyordu.[5] Son imparator Konstantin'in ruhunun göğe uçması da yeterince teatral bir sahne şeklinde tasvir ediliyordu. Isidoro "Hatta Tanrı bile yüz çevirdi" diyor ve "bu şehre bir zamanlar dinsizler ve gaddar kâfirler tarafından Konstantinopolis denilirken şimdi ise berbat kaderden dolayı Turkopolis (Türk şehri) deniliyor ve ben bunun hatırası için sürekli nehirler dolusu gözyaşı akıtıyorum" diye trajik anlatısına devam ediyordu. "Konstantinopolis şehri öldü" deniyordu. Artık hiçbir hayat belirtisi yoktu. Bu arada Pera adındaki şehir de çıplak gibiydi.
·
4 görüntüleme
Murad Kazımov okurunun profil resmi
Kaynak: [5] İstanbul'un Fethi. Dünyadaki yankısı. der. Agustino Pertusi, II. cilt, çev. Mahmut H. Şakiroğlu, İstanbul, 2006, s. 143
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.