Carys Davies, on yedi öykü anlatıyor Kuytu’da. İlk hikayeden son hikayeye dek ise tahmin edilemez sonlar ile örüyor cümleleri. Tek sayfalık öykü de dahil buna..
.
Frank O’Connor öykü ödülünü de kazanan bu eser,huzursuzluk yaratan ama onlarla yaşamaya alıştığınız fay hatları ile dolu. Karakterlerin gizli tutkuları, yaşanmış ve yaşanacak olanların beraberinde getirdiği iniş çıkışlar..Nasıl başlayıp bitirdiğinizi anlamıyorsunuz. Ters köşeler, büyük acılar ve bir o kadar da büyük umutlar görüyorsunuz.
.
Eserin orijinal ismi öykülerin birinin de ismi olan The Redemption of Galen Pike, ancak çevirmen Yasemin Akbaş kitabın ruhuna başka bir adı uygun bulmuş,Kuytu..Ki çok da iyi bir tercih olduğunu düşünüyorum. Her bir karakterin açıktan değil kuytularında kalan kırıntılarını okuduğumuz düşünülürse..
.
Ve Burak Akbay’ın bu kapak tasarımı da dağınık çizgilerle oluşturulmuş bir kesiğe odaklanıyor, dokunulduğunda acıyacak biliyorsunuz ama dokunulması için de dualar mırıldanıyorsunuz. Tıpkı kitabın içinde okunmayı bekleyen karakterler gibi.