Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

·
Puan vermedi
Kivi Gibi
Kivi meyvesi gibi bir kitap. Ağızda bıraktığı tad ekşi mi tatlı mı bir çırpıda karar veremeyeceksiniz. İlk otuz sayfa ilerlemiyor. Sarmıyor. Yazar ve dolayısıyla okuyucu esas meseleye girmekte zorlanıyor sanki. Sonra sular seller gibi akmaya başlıyor kitap. İçine alıyor, sarıp sarmalıyor okuyanı. Ta ki son otuz sayfaya kadar. Başa dönüyoruz yine. Tempo düşüyor. "Birşeyler aceleye gelmiş sanki?" düşüncesi arkalarda bir yerlerde yeşermeye başlıyor. Nihayet son satırlara gelindiğinde, o son düğüm iyi atılmamış, final olması gerektiği gibi kotarılmamış hissi ağır basıyor. Ama ilk ve son otuz sayfa arasındaki satırlar hakikaten sanki başka kalemden cıkmış gibi. Tempo inanılmaz hızlanıyor. Harfler kelimelere, kelimeler cümlelere kavuşmak için birbiriyle yarışmaya başlıyor. Hikaye akmakla kalmıyor; çok açık ve anlaşılır bir hal aliyor. Sırf iki otuz arasında gelişen olayların temposunu yaşamak ya da yakalamak için dahi keyifle okunacak bir kitap Fahrenheit 451. Çünkü sayfaları merakla ve heyecanla peşpeşe çevirirken, parmaklarınızın ortaya çıkardığı ısının neredeyse 451 fahrenayta kadar yükseldiğini hissedebilir; güzelim kitabın alev alacağından ürkebilirsiniz. Son olarak kitabın bence en kuytuda kalmış ve aslında meselenin özünü anlatan hikayesi anka kuşuyla ilintili metaforda gizli. Bunu burada yazmak yeni okuyucuya ipucu ama detayını yazmak o okuyucuya haksızlık. Son söz: Kitap güzeldir ve okunmak içindir.
Fahrenheit 451
Fahrenheit 451Ray Bradbury · İthaki Yayınları · 202289,5bin okunma
·
5 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.