Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Weber, kapitalizmin ortaya çıktığı ve yaygınlık kazandığı yerlerde Katoliklik yerine Protestanlığın hakim inanç olduğunu belirtir. Kazanç hırsını, faizi, meslekte başarıyı, üretmeyi, sermaye birikimini meşrulaştıran, lüks tüketimden ve bedensel hazlardan kaçınmayı teşvik eden Protestanlık kapitalizmin gelişiminde itici bir rol oynamıştır. Zihniyette yani üst yapıda meydana gelen değişme, toplumsal değişmede belirleyici olmuş ve ekonomik yapının değişmesinde de temel rol oynamıştır. Max Weber'in sosyolojinin zirve isimlerinden birisi olmasının nedeni sanayi toplumu ve kapitalizm üzerine yaptığı analizler değildir. Şüphesiz bu konulardaki analizleri sosyoloji tarihine önemli katkılar yapmıştır ama onu sosyoloji tarihinde eşsiz bir konuma getiren toplumsal eylem üzerindeki analizleri olmuştur. Max Weber de, Karl Marx da toplumsal eylemler ve bu eylemleri belirleyen faktörler konusunda, bütün sosyoloji tarihini ve kendilerinden sonraki sosyologları etkileyen öncü çalışmalarda bulunmuşlardır. Max Weber, çalışmalarında özellikle toplumsal eylemler üzerinde ağırlıklı olarak durmaktadır. Bu yönüyle ilk dönem sosyologlarının tersine sosyolojinin yapılar üzerinde değil, toplumsal eylemler üzerinde yoğunlaşması gerektiğine inanıyordu. (Giddens, 2008:52) "Weber'e göre bireyler özgürce eyleme ve geleceği biçimlendirme gücüne sahipti. Durkheim ile Marx'ın inandıkları gibi yapıların bireyleri dışsal ya da onlardan bağımsız olduklarına inanmıyordu. Bunun yerine, toplumdaki yapılar, yapıların karmaşık bir etkileşimi tarafından oluşturmaktaydı. Sosyolojinin ödevi, bu eylemlerin gerisindeki anlamları anlamaktı." (Giddens, 2008:52-53)
·
41 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.