Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Tanri'yı oynamak
Bir gün yürüyüş için dışarı çıktınız ve kontrol den çıkan bir trenin beş işçiye doğru süratle ilerlediğini gördünüz. Makinist, muhtemelen kalp krizinden dolayı, bilincini yitirmiş durumda. Eğer bir şey yapılmazsa, işçilerin hepsi ölecek. Tren tüm işçileri ezip geçecek. Tren o kadar hızlı geliyor ki, kaçmak için zamanları yok. Ama bir umut var. Tren beş kişiye gelmeden önce raylar çatallanıyor ve diğer ray üzerinde yalnızca bir işçi bulunuyor. Trenin makas değiştirip beş işçinin bulunduğu yönden sapmasını ve diğer raydaki tek işçiyi öldürmesini sağlayacak kola yeterince yakınsınız. Bu masum adamı öldürmek sizce doğru olanı yapmak mıdır? (Sayfa 322) Düşünce deneyi, belirli bir konudaki hislerimizi ya da filozofların dediği gibi, "sezgilerimizi" ortaya çıkarmak için tasarlanan hayali bir durumdur. Filozoflar bunu çok kullanır. Düşünce deneyleri, bize, söz konusu edilene daha yakından odaklanmamıza izin verir. Buradaki felsefi soru şudur: "Daha fazla kişiyi kurtarmak için bir kişinin feda edilmesi ne zaman kabul edilebilir?" Kontrolden çıkan tren hikâyesi, bu soru hakkında düşünmemize olanak sağlar. Düşünce deneyi, temel unsurları yalıtır ve bize, böyle bir eylemin yanlış olduğunu his sedip hissetmediğimizi gösterir.Bazıları bu örnekte makası asla değiştirmemeniz gerektiğini söyler, çünkü onlara göre bu, "Tanrı'yı oynamak" olacaktır: Kimin yaşayıp ki min öleceğine karar vermek. Gelgelelim birçok kişi makası değiştirmeniz gerektiğini düşünür. (Sayfa 324) Bu örnekler, zoraki ve gündelik yaşantıyla ilgisiz görünebilir. Bir bakıma bu doğrudur. Gerçek örnekler olma amacı taşımazlar. Bunlar inançlarımızı netleştirmek için tasarlanan düşünce deneyleridir. Gelgelelim bazen gerçek hayatta da benzer kararlar almamıza yol açan durumlar doğar. Örneğin İkinci Dünya Savaşı sırasında Naziler Londra'nın bir bölümünü bombalamaktaydı. Bir Alman casus, İngiltere ile Almanya arasında çift-taraflı çalışmaya başlamıştı. İngilizler Almanlara yanıltıcı bilgiler gönderme ve onlara, bombaların gerçek hedeflerinin kuzeyine, daha uzağa düştüğünü söyleme sansını bulmustu. Bu olay Almanların hedeflerini değiştirmesine yol açacak; böylece bombalar Londra'nın kalabalık kesimleri yerine, güneydeki Kent ve Surrey'de yaşayan insanların üzerine düşecekti. Başka bir deyişle, daha az insanın ölümüne sebep olacak bilgiyi vermenin olanağı vardı. Bu örnekte İngilizler Tanrı'yı oynamamayı tercih etmişlerdi. (Sayfa 326)
Alfa yayınlarıKitabı okudu
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.