Daha önce bu tarzda Türkçe kısa hikaye okumamıştım. Dahası, Sait Faik'in hiçbir kitabını da okumamıştım şimdiye dek maalesef! İyi ki okumuşum.
Bozkır memleketlerin insanı olarak deniz kenarı şehirlerine hep uzaktan uzağa gıpta etmişimdir. Özellikle kasaba türü yerlerde cennetâsâ bir hayat yaşandığını düşlemişimdir. Üstad'ın anlatımından da görebildiğim kadarıyla hakikaten de öyleymiş. Hiç yaşamadım öyle bir yerde ama bu kitabındaki tatlı hikayeler sayesinde yaşamış kadar oldum.
Bir de denizle, balıkçılıkla ilgili filan ne kadar çok kelime varmış anlamını bilmediğim. Denk gelince garanti bunlar bu zamana kadar çözemediğim kaç tane bulmacada karşıma gelmiştir diye düşünmeden de edemedim :D