Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Ben Rubi'nin Fikirleri Cenevre, 30 Temmuz Gazetelere şu ilanı verdim: "Birkaç dil bilir, filozof, bekar, sabırlı ve gezgin katip arıyorum. 20 Temmuz tarihine kadar akşamları saat onda, Mon Repos oteline müracaat." Bir müddettir uykusuzluk çektiğimi için, taliplerin sınavı geceyi geçirmeme yardım eder diye düşünüyordum. Altmış üç kişi geldi. Altmış üçten kırk yedisi yahudi idi. Aralarından en zeki olanı seçtim. Doktor Ben Rubi'de, aradığım bütün meziyetlerden başka aklıma gelmemiş olanlar da vardı. Kısa boylu, hafif kambur bir gençti. Gözleri ve yanakları çukura kaçmıştı, yeşilimtrak bir çamur, bir bataklık çamuru renginde teni vardı ve saçlarına şimdiden ak düşmüştü. Polonya'da doğmuş, ilk tahsilini Riga'da yapıp, Jena'da felsefe, Paris'te modern filoloji doktorasını vermiş, Barselona'da ve Zürih'te hocalık etmişti. Çok fakir bir hali, dövülmekten ürken, fakat kendisine gereksinim duyulduğunu bilen bir köpek ifadesi vardı. Kendisiyle görüşürken, laf arasında, Yahudilerin, umumiyetle bu kadar zeki oldukları halde neden bu derece korkak olduklarım sordum: - "Korkak mı, dedi, herhalde vücut cesaretinden, maddi, hayvani cesaretten bahsediyorsunuz. Fikir cesaretine gelince, Yahudiler sadece cesur olmakla kalmazlar, pervasızdırlar. Yahudiler hiçbir vakit, zannedersem Davut zamanında bile barbarların anladığı manada kahraman olmuş değillerdir, fakat bütün milletler arasında ilk defa, insanın hakiki kıymetinin, benzerlerini öldürmekten ziyade zekasını kullanmakta olduğunu anlamışlardır. Sonra, dünyaya dağılışlarından beri, Yahudiler daima devletsiz, hükümetsiz, ordusuz olarak kendilerinden nefret eden bir kalabalık arasında yaşamışlardır. Nasıl olur da onlarda Haçlıların ve Kondottileri'lerin kahramanlıklarının görünmesini istersiniz? En sonuncusuna kadar imha edilmemek için, onlar da, savunma araçları icada mecbur kal¬dılar. iki tane buldular: Para ve zeka... Yahudiler parayı sevmezler. Edebiyatlarının dörtte üçü, peygamberlerden beri, fakirlerin tebciline tahsis edilmiştir. Fakat insanlara karşı korunmak için onları ya demirle imha etmek yahut para ile satın almak lazımdır. Yahudiler, madde olan altın ile kendilerini müdafaa ediyorlar, florinler onların mızrakları, dukalar kılıçları, sterlinler tüfekleri, dolarlar mitralyözleri oldu. Bu silahlar her zaman tam tesirli değillerdi. Ama, asırdan asra, medeniyetin aldığı kıvrıma göre, gittikçe kudretlerini arttırdılar. Nefsinin meşru müdafaası için kapitalist olan Yahudi, Avrupa'nın manevi ve mistik tükenişi neticesi, dehasına ve iradesine rağmen dünyanın hakimlerinden biri oldu. Onu evvela zengin olmaya mecbur ettiler, sonra servetin her şeyden üstün olduğunu ilan ettiler, öyle ki, düşmanlannın isteği yüzünden, mukaddes kitabın fakiri, gettolar münzevisi, fakirler ve zenginler üzerinde hüküm sürer oldu, çıktı. Yahudilerin önceleri kendilerini korumak için kullandıkları vasıtalar, zamanla intikam silahları haline gelmişti, bilhassa zeka ile, ki, bence altından daha kuvvetlidir. Ayaklar altında çiğnenen, suratına tükürülen Yahudi düşmanlarından intikam almak için ne yapabilirdi? Goyimlerin ideallerini alçaltmak, kıymetten düşürmek, içyüzünü meydana vurmak ve hıristiyanlığın ayakta durabilmek iddiasiyle dayandığı kıymetleri mahvetmek! Hakikaten, iyi dikkat ederseniz,Yahudi zekası, bir asırdan beri, düşünce binanızın dayandığı sütunları, en aziz inançlarınızı baltalamak ve kirletmekten başka birşey yapmamıştır. Yahudiler serbestçe yazmak imkanım elde ettikleri andan itibaren sizin fikir yapınız yıkılmak tehlikesindedir. Alman romantizmi idealizmi yaratarak katolikliği ihya etmişti. Heine adında Düsseldorflu bir küçük Yahudi çıktı, kurnaz ve neşeli cerbezesini romantikler, idealistler ve katoliklerle alay etmek yolunda kullandı. insanlar politika, ahlak, din ve sanatın yüksek fikir ürünleri olduğuna, kese ve mide ile bir ilgisi olmadığına daima inandılar: Trevesli ve Marx adında bir Yahudi çıktı, bütün bu çok yüksek ideallerin aşağı ekonominin dışkı ve gübresi içinde yetiştiğini ispat etti. Herkes dahi bir insanı ilahi mahluk, caniyi de bir canavar zannederler: Lombroso adında Veronalı bir Yahudi gelip, deha sahibinin saralı bir yarı deli, canilerin ise ecdadımızdan intikal eden kalıntılar tesirinde mahluklar olduğunu gün gibi açık, meydana koydu. Ondokuzuncu asır sonunda, Tolstoy, ibsen, Nietsche, Verlaine Avrupası, insanlığın en büyük devrelerinden biri olmakla övünüyordu: Budapeşteli bir Yahudi olan Max Nordau ortaya çıktı, meşhur şairlerimizin birer soysuz ve uygarlığımızın yalan üstüne kurulmuş olduğunu, çocuk oyuncağı nevinden gösteriverdi. Hepimiz kendimizin ahlak sahibi, tabi bir insan olduğumuza inanmışızdır. Freiberg'den, bir Yahudi, Sigmund Freud göründü, en ahlaklı, en kibar asilzadenin içinde bir katil, bir cinsi sapık gizlendiğini keşfetti. Büyük hükümdarların saraylarındaki aşk maceralarından ve platonik saz şairlerinden beri kadını bir mabude ve mükemmelin örneği olarak saymayı adet edinmişiz; Viyanalı bir Yahudi, Weiningh çıktı, ilim ve mantık bakımından kadının iğrenç ve tiksindirici bir mahluk, bir pislik ve alçaklık çukuru olduğunu kanıtladı. Aydınlar, filozoflar ve başkaları, zekanın, araştırılması insan için en büyük şeref olan hakikate erişmek için tek çare ol düğünü daima ileri sürmüşlerdi. Paris'ten Bergson isimli bir Yahudi ortaya atıldı; ince ve dahice tahlilleri ile zekanın her şeyden önce geldiği teorisini devirdi, binlerce yıllık platonizm kalesini yıktı ve konseptif düşüncenin realiyeti kavramak imkanına sahip olmadığı neticesine vardı. Bütün dünya, dinlerin Allah ile insanın sahip olduğu en yüksek meziyetler arasında yüksek bir işbirliği neticesi meydana geldiğini kabul eder; Saint Germainen Laye'li bir Yahudi Salomon Reinach dinlerin sadece vahşi tabulardan kalmış, muhtelif ideolojik maksatlarla kurulmuş bir yasaklar sisteminden meydana gelmiş olduğunu gösteriverdi. Birbirinden ayrı ve değişme telakki edilen zaman ve mekan esaslarına dayanan, muntazam, sağlam bir kainatta rahat rahat yaşıyoruz zannedilirken, Ulm'de doğmuş bir Yahudi, Einstein, zaman ile mekanın aynı şey olduğunu, tam olarak ne zamanın ne de mekanın mevcut bulunmadığını, her şeyin daimi bir görelik üzerine kurulduğunu, modern ilmin iftihar ettiği eski fizik binasının yıkıldığım tespit etti. İlmi rasyonalizm, düşünceyi ele aldığına ve realitenin anahtarını verdiğine emindi; Lublin'li bir Yahudi, Meyerson, geldi, bu hayali de yok etti; rasyonel kaideler hiçbir vakit realiteye tamamen intibak etmezler, "muhakeme eden fikir "in zafer iddialarına meydan okuyan, asi ve azaltılması imkansız bir tortu vardır. Daha da devam edilebilir. Politikadan bahsetmiyorum. Diktatör Bismark'ın rakibi Yahudi Lasalle'di, Yahudi Disraeli, Gladeston'a galip gelmişti, Kavur'un sağ kolu Yahudi Arton ve Clemenceau'nunki Yahudi Mandel, Lenin'in ise Yahudi Trotski idi. Dikkat ederseniz, ileriye ikinci derecede veya meçhul isimler sürmedim. Bugünün aydın Avrupasının büyük bir kısmı, bahsettiğim bu isimlerin etkisinin daha doğrusu büyüsü altındadır. Muhtelif milletler arasında doğmuş, muhtelif araştırmalara girişmiş olan hepsi, Alman veya Fransız, İtalyan veya Polonyalı, şair veya matematikçi, filozof veya antropolojist, ortak bir vasıf taşırlar, ortak bir gayeleri vardır, o da, kabul edilmiş hakikatlerden şüphe ettirmek, yüksekte olanı alçaltmak, temiz görüneni kirletmek, sağlam görünenleri sarsmak, hürmet edileni ayaklar altına almaktır, Asırlardan beri inbikten süzdüğümüz bu zehirlerin yıprandırıcı, parçalayıcı tesirleri, Grek, Latin ve Hıristiyan aleminden Yahudilerin büyük intikamıdır. Grekler bizi gülünç bir hale soktular, Romalılar parçalayıp dağıttılar, Hıristiyanlar bize işkence edip yağma ettiler, fakat biz, kuvvetle intikam alabilmek için çok zayıf olduğumuzdan, Eflatun'un Atinası, imparatorların ve papazların Romasından doğan medeniyetin dayandığı temelleri çürütecek bir saldırıya geçtik. Şimdi intikamımız tam kıvamındadır. Kapitalist olarak ekonomik hadisenin herşey veya hemen hemen herşey olduğu bir zamanda piyasalara hakimiz. Düşünür olarak, düşünce piyasasına hakimiz, mukaddes veya değil, eski itikatları, peygamberlerin getirdikleri dinleri ve laik imanları kemiriyoruz. Yahudi kendi nefsinde en korkunç iki ucu birleştiriyor: Madde sahasında despot, fikir sahasında anarşisttir. Ekonomik cihet¬ten hizmetçimiz, fikir cihetinden kurbanımızsınız. Bir tanrıyı kurban etmekle suçlandırılan millet, düşünce ve duygu putlarını da kurban etmek istemiş, en kudretli, yegane ayakta du¬ran putun, Para'nın önünde sizleri diz çökmeye mecbur etmiştir. Babil esaretinden Bi'rassebi mağlubiyetine ve oradan Fransız büyük ihtilaline kadar gettolarda devam eden eziyetleri nihayet adamakıllı ödettik ve milletler arasındaki parya, çifte bir zafer sarkısı söyliyebilir!" Konuşurken, küçük Ben Rubi yavaş yavaş heyecanlanmıştı, çukurlarının içinden gözleri parlıyor, sıska elleri havalarda sallanıyor, önce hafif olan sesi tizleşmiş bulunuyordu. Fazla ileri gittiğinin farkına vararak birden sustu. Uzun bir sessizlik oldu. Nihayet Doktor Ben Rubi ürkek ve alçak bir sesle sordu: - Ücretime mahsuben bir frank avans verebilir misiniz? Bir elbise yaptırıp, ufak tefek borçlarımı ödemek isterdim. Çeki aldıktan sonra, manalı yapmaya çalıştığı bir tebessümle: -Bu akşam, dedi, yaptığım paradokslara aldırış etmeyiniz. Yahudiler böyledir, çok konuşmayı severiz, bir defa da lafa başladı mı, artık söyler, söyleriz ve nihayet birinin kalbini kırarız. Şayet herhangi bir şekilde sizi incittimse, affınızı rica ederim.
··
131 görüntüleme
Ayhan GÜVEN okurunun profil resmi
Bu alıntı 4 sayfadır. Okunup ibret alınması gerek bence.
Raif Kara okurunun profil resmi
Çok fakir bir hali, dövülmekten ürken, fakat kendisine gereksinim duyulduğunu bilen bir köpek ifadesi vardı. benzetme çok hoşuma gitti. aradaki tespitler de çok güzeldi. teşekkür ederim:)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.