Erkeğin, coşkusal dışavurumsallığına pek hoşgörülü davranmayan bir kültürel iklimde yaşadığı açıktır. İsterseniz, işyerinde, satış zararı nedeniyle masasında ağlayan bir erkeğe yönelik olası tepkileri bir düşünün. Ya da birlikte çalıştığı işçi arkadaşını okşayan, patrona karşı öfkesini dile getiren, pasif kalmayı ve işleri kendisi için başkasının yapmasını arzuladığını açıkça söyleyen, ya da meydan okuyucu bir iş sorumluluğuna yönelik korkularını itiraf eden bir erkeğe yönelik tepkiyi düşünün, ister arkadaşlarıyla ister karısıyla olsun, özel yaşamında bile "kendini bırakmasına" ve duygularını özgürce dile getirmesine yönelik hoşgörü oldukça sınırlıdır.