Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

364 syf.
9/10 puan verdi
Bilinçaltım Tanpınar'a Teslim!
Kapat gözlerini, derin nefes al ve üçe kadar say! Geçecek bu karanlık, kurtulacaksın belirsiz sokaklardan. Aydınlığa ulaşacaksın, bitecek gece ve sabah olacak... Ah bir sabah olsa! Sabah olsa da güneşi görebilsen. Biliyorum çok yoruldun, güneşin önüne gerilmiş perdeden güneşi görmeye çalışmak çok yordu seni. Üçe kadar saydın, hâlâ kurtulamadın korkulardan değil mi? Gördüğün rüyalar, unutmaya çalıştığın anılar, ruhuna sarılmış hain yalanlar, geçmişin yapıştı yakana bırakmıyor. Bırak şimdi güler yüzünün altındaki acıları. Koş, koşabildiğin yere kadar koş, mutlaka onların olmadığı bir yer vardır. Ne kadar kaçarsan kaç karşına mı çıkıyor yoksa? İlk gördüğün kapıyı çal, yardım iste! Kapıyı açan kim? Dostun olan YILAN, beraberinde gezdirdiğin ÖLÜM, sevdiklerine ihanet ettikten sonra ortaya çıkan VİCDANIN! Hangisi açtı kapıyı? Sana kapıyı SEN mi açtın yoksa, peki hangi SEN! Kendi ölüne nutuk yazdığın sen mi yoksa ölmüş olan sen mi? Belki de bunların hepsi bilinçaltının bir oyunu... Kapat gözlerini tekrar ve bu defa ona kadar say! Bir, iki, üç, dört... ------------------------------------------------------------------------------------- Şimdi nedir bana bunları yazdıran! Günlerdir bu karmaşanın içindeyim. Huzursuz uykular, belirsiz mekânlarda gördüğüm rüyalar ve rüyalarımda hayatımdan çıkmış insanlarla yüzleşmeler beni ziyadesiyle yordu. "Ne var ki etkilenecek bu kadar?" diyebilirsiniz. "Okumadan karar vermeyin!" derim. Ahmet Hamdi Tanpınar rüya, bilinçaltı ve zaman kavramlarını o kadar iyi kullanıyor ki okuyucunun etkilenmemesi imkansız. Özellikle eserin ilk öyküsü olan 'Abdullah Efendi'nin Rüyaları' çok yordu beni. Psikolojik tahliller çok fazla, sürekli değişen mekân, kahramanın düştüğü boşluklar resmen hırpaladı beni. Eğer ilk hikâyeyi atlatırsanız kitaba tutunmanız daha kolay olacaktır. Tanpınar okuyorsanız, insanın iç dünyasına büyük bir yolculuğa başlamışsınız demektir. Bu da bazen okuyucuyu sarsan ve ruhen yoran bir yolculuk oluyor haliyle. Ahmet Hamdi Tanpınar, "Şiirlerimde sustuğum şeyleri roman ve hikâyelerimde anlatırım." diyor. Henüz şiirleri ile tanışmadım ama sustuklarına Hikâyeler ve Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nde şahit oldum. Siz hazır mısınız peki Tanpınar'ın sustuklarını hissetmeye? Eserde "Kitapların Dışındaki Hikâyeler" olarak ayrılmış bir bölüm var. Daha önce kitaplarına almadığı hikâyelerden oluşmaktadır. "Emirgân'da Bir Akşam" ve "Yaz Yağmuru" adlı hikâyelerde aynı karakterler var ve olay örgüsü hemen hemen aynıdır. İki öykü arasında olanları atlayıp, arka arkaya okuyabilirsiniz dilerseniz. Ben bu durumu fark ettiğimde çok geçti tabii. Son olarak esere alışma aşamasında rahatsız edip, mesaj attığım arkadaşlarıma yürekten teşekkür ediyorum. İyi ki fikrinizi almışım ve pes etmemişim. Küçük bir tavsiye: Bu kitabı okurken mutlaka not alarak okuyun...
Hikayeler
HikayelerAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 20131,262 okunma
··
536 görüntüleme
Oğuzhan Koçyiğit okurunun profil resmi
Harika bir inceleme! Tanpınar güzel özetlenmiș. Ben Sinemanın David Lynch ve Ingmar Bergman'ını Türk edebiyatımızın Ahmet Hamdi T. Ina benzetirim. Bilinçaltı ve ha bire yansıyan semboller... Simgeler her șey. Sinemada sembolizmi görmek istersen David Lynch filmleri izleyebilirsin, fazla yorucu; çocuk yașa hitap etmeyen, gerilimli ve kimi zaman insanı ürküten hayatın saçmalık ve gerçeklerini gerilimle süsleyen, sembolist bir sinemacı. Mutlaka izlemeni öneririm :)).
Şerife Karakaya okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim. Mutlaka izleyeceğim ama şimdi psikolojik olarak iyi geleceğini zannetmiyorum. Daha sonra izlerim. :)
1 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Homeless okurunun profil resmi
Sırf incelemeye olan beğenimi aktarabilmek için yazıyorum. Hissedilerek yazılan şeyler kendini ele veriyor. Yüreğine sağlık :)
Şerife Karakaya okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim. Çok sevindim beğenmene :) Hikâyeler bitince senden de bekliyorum ;)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.