Hitler'in karşısında durmak gibi bir aptallığa, pardon erdeme sahipseniz, tabi ki Almanya'dan uzaklaşmak en normal olanıdır. Yoksa, olacak şeyler zaten malumunuz...
1914'ün gelişi, 1880'lerden, belki biraz daha geriden aslında. Özellikle, Osmanlı'nın toprak kaybı ve bölgede sivrilmek isteyen ülkelerin, kazanları fokurdatmasına neden oldu, en nihayetinde savaş patlak verdi tabi. Bize çok yansımadı ama, birinci dünya harbinde kimyasal gazların yarışı vardı. İkinci dünya savaşı uçak ve tankların, birinci dünya savaşı işe, kimyasal bombaların savaşıydı. Mesela bu bombalar Çanakkale'de kullanılamadı. Çünkü rüzgar düşman tarafına doğru esiyor, attıkları bombalar kendilerini vuruyordu. Bu konuda talih yanımızdaydı mesela.
Savaşlar, hükümetlerin değil, halkın bedel ödediği sahadır. En fazla tahtan iner, en fazla sürülürler, onun dışında da pek sorunları olmaz.
İnsanların ödediği bedeli, çektiği acıyı anlamak için, savaş dönemlerine uğramak şart.
İnceleme için teşekkürler, elinize sağlık.
Eserde o dönemin toplumsal değişimi o kadar net aktarılmış ki savaşa eleştirel bakanların dahi o atmosfere çabucak adapte olması ve yazarın bunu bir çocuğun gözünden cephe gerisinden yansıtması savaş gerçekliğini sorgulama adına önemli bir adım oluşturuyor.
Silahlanma yarışının sonu ciddi kayıplar oluyor ve bu kayıpların bedelini ödeyen halk oluyor. Okuma bu anlamda bir adım öteye götürebilmeli insanı. Cepheye çekmek için söylenen süslü sözlerin bedeli hep ağır oldu Murat hocam. Katkınız için teşekkür ederim
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.