Mevlânâ'nın deneyimini analitik olarak araştırınca, Fromm sevginin insanın varoluşsal sorununa cevap olduğunu ileri sürer; o bir sanattır ve öğrenilmelidir. Bu sanatı elde etmek ve yaşamak herkesin görevidir. Onun kaynağı bir olmasına rağmen, görünüş ve biçimleri çoktur. Temel olarak, kişi kendisini sorumlu biri olarak hissetmekle; ihtimam göstemekle, vermekle ve başkalarına saygı duymakla aşkın ilkelerini öğrenebilir.
Dahası, kişi şunu da tecrübe etmelidir:
Sevgi bir eylemdir, edilgen bir sonuç değildir;
"Kendisi için var olunan"dır, (çukura düşer gibi) "içine düşülen" değil.
En genel şekliyle, sevginin aktif niteliği, onun almak değil, vermek olduğuyla ifade edilebilir.
Fromm, The Art of Loving